Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yeşim Türköz

Yeşim TürközBüyü Dükkanı yazarı
Yazar
8.6/10
1.020 Kişi
3.886
Okunma
136
Beğeni
8,4bin
Görüntülenme

Yeşim Türköz Gönderileri

Yeşim Türköz kitaplarını, Yeşim Türköz sözleri ve alıntılarını, Yeşim Türköz yazarlarını, Yeşim Türköz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Belki de şimdiye kadar, başkalarının uygun gördüğü bedelleri ödemeye alıştınız.
Sayfa 49 - 12. Baskı
Ve anlarsınız ki, savaşta önemli olan savaşma gücünüzden çok, acıya dayanma gücünüzdür.
Sayfa 37 - 12. Baskı
Reklam
"Hayatta en çok istediğiniz şey, hayattan alabileceğiniz en iyi şey midir?"
Epsilon YayıneviKitabı okudu
“Siz gülleri koklamak uğruna yerdeki papatyaları eziyorsunuz. Ama ezdiğinize de değmiyor, çünkü gülün kokusunu içinize çekmiyorsunuz”
Sayfa 120 - Epsilon YayıneviKitabı okudu
"Geçmiş ve geleceği birbirinden ayıran tek çizgi, içinde bulunduğumuz andı ve biz, çizginin kendisinden çok, onun birbirinden ayırdıklarıyla ilgileniyorduk. Belki de hep o çizginin üzerinde durduğumuz için, o bizden bir parça gibi oluyordu. Oysa geçmiş, uğurladığımız bir misafir, gelecek ise henüz tanımadığımız bir yabancıya benziyordu. İkisi de bizden değildi. Bizden olmayanlar ise bizim dikkatimizi her zaman daha fazla çekmişlerdi."
Sayfa 112 - Epsilon YayıneviKitabı okudu
Bir insanın akıllı davranması için üç yol vardır: Birincisi iyi düşünmektir. Bu en soylusudur. İkincisi, taklit etmektir. Bu en kolayıdır. Üçüncüsü, denemiş olmaktır. Bu en acısıdır. Konfiçyus
Reklam
Geçmişini hatırlamayanlar, onu bir kez daha yaşamak zorunda kalırlar. George Santayana
“Ey hayat! Seni bu kadar kıymetli tutuşum ölüm sayesindedir.” Seneca
Hayatımın en büyük dersiydi bu bana. Ben cesur olmadığım müddetçe, yaşam acımasız olacaktı.
Aşık olmayı hem istiyor, hem de korkuyorsunuz. Çünkü aşk, eşi benzeri olmayan bir mutluluk yaşattığı gibi bazı acılar da getiriyor hayatınıza.
Reklam
Yaşam, dibi çatlak bir kavanozdaki su gibiydi. İçindeli balıklar, çatlağın ne büyüklükte olduğunu ve suyun hangi hızla eksildiğini hiç bilmezlerdi. Onlara düşen, her gün biraz daha azalan suyun içinde, dünkünden daha iyi yüzmekti. Ama suyla birlikte kavanozun dibine yaklaşmakta olduklarını bile bile bunu yapmak hiç de kolay değildi. İşte bu yüzden olsa gerek, çoğu zaman suları hiç bitmeyecekmiş gibi hareket ederlerdi. Oysa bir gün, aniden kavanozun dibine değerdi gövdeleri.
Sayfa 197Kitabı okudu
118 syf.
10/10 puan verdi
Çok beğendiğim ve çok kısa bir süre içinde okuduğum, okurken ve okumayı bitirdiğimde de oldukça huzurlu hissettiğim bir kitaptı Büyü Dükkanı. Kısaca anlatılmış, kolay anlaşılabilen öykülerden oluşuyor kitabımız. Olumsuz olduğunu düşündükleri özelliklerinden kurtulmak ya da olumlu bir özelliğe sahip olmak gibi bazı isteklerinin gerçekleşmesi için büyü dükkanına uğrayan bazı insanlar anlatılıyor her bir öyküde. Ancak olaylar çok farklı gelişiyor ve mükemmel bir içgörü kazandırıyor bizlere. . Bizi olumsuz etkilediğine inandığımız ve kurtulmak istediğimiz bazı duygularımızla yüzleşip aslında bize kattıkları olumlu yanları da görmemizi sağlayacak bir kitap diyebilirim genel olarak. Acele ile karar vermemek, alınacak bir karar üzerine etraflıca düşünmek, olaylara geniş pencereden bakmak gibi olumlu bir bakış açısı kattı bana. Ve son olarak; "Bir büyü dükkanına gitsen ve dilediğin bir şeyin tam o anda gerçekleşeceğini bilsen neye sahip olmak istersin ve karşılığında bedel olarak neyden vazgeçersin?"sorusu üzerine etraflıca düşünmeme ve kendi içimde bir pazarlık yapmama, kendi içime dönmeme olanak sağladı. . Okumanızı gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum.
Büyü Dükkanı
Büyü DükkanıYeşim Türköz · Epsilon Yayınları · 20233,143 okunma
Siz gülleri koklamak uğruna yerdeki papatyaları eziyorsunuz. Ama ezdiğinize de değmiyor, çünkü gülün kokusunu içinize çekmiyorsunuz.
Sayfa 106Kitabı okudu
Geçmiş ve geleceği birbirinden ayıran tek çizgi, içinde bulunduğumuz andı ve biz, çizginin kendisinden çok, onun birbirinden ayırdıklarıyla ilgileniyorduk. Belki de hep o çizginin üzerinde durduğumuz için, o bizden bir parça gibi oluyordu. Oysa geçmiş, uğurladığımız bir misafir, gelecek ise henüz tanımadığımız bir yabancıya benziyordu. İkisi de bizden değildi. Bizden olmayanlar ise dikkatimizi her zaman daha fazla çekmişlerdi.
"müşterilerimden biri mutluluğu bir kibritin alevine benzetmişti. ' ya esen bir rüzgar söndürür, ya siz üflersiniz, ya da sonuna kadar yanıp kendiliğinden söner' dediğini hatırlıyorum. Kibritin alevi önünde sonunda söner ama başka bir kibrit yakma şansınız daima vardır."
1.500 öğeden 61 ile 75 arasındakiler gösteriliyor.