En Eski Abdullah Samed Afaracı kitaplarını, en eski Abdullah Samed Afaracı sözleri ve alıntılarını, en eski Abdullah Samed Afaracı yazarlarını, en eski Abdullah Samed Afaracı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ömer Nasuhi Bilmen, Selefiyye hakkında şöyle demiştir: Fırka-i Naciye: Selefiyye, Maturidiye ve Eş'ariye namıyla üç zümreye ayrılırlar.
- Selefiyye: Selefî ümmetin, ulemâi tabiinin tarikına sâlik olan zatlardır. Bunlar Kur'an-ı Kerim ile ehâdisi nebeviyenin ihtiva ettiği naklî, aklî berâhîn ile akâidi İslâmiyeyi ispat ederler. Müteşabihattan olan ayetlerin mânâlarını ilmi ilâhîye havale ederek, bunları tevilden ihtiraz ederler (kaçınırlar). Kitap ve sünnet ile sabit ve ashabı kiramın ittifaklarını haiz olmayan meselelere dalmazlar. Eslem olan tarik de budur.
- Maturidiye: Hanifiyyu'l-mezhep olanların kısmı a'zamı (büyük kısmı) Maturididir. Hanefilerin kudeması (evvelkileri) Selefiyye mezhebinde idiler.
- Eş'ariye: Maliki, Şafii mezheplerinde bulunanların çoğu Eş'ariyedir. Bunların kudeması Selefiyye mezhebinde idiler. Hanbeliyyu'l-mezhep olanların kısmı a'zamı Selefiyye, bir kısmı da Eş'ariyedir." (Muvazzah İlm-i Kelâm 22-23).
... "ete kemiğe büründüm, Mahmud diye göründüm." sözünü terennüm eden Cübbeli Ahmed gibi Mücessimeler'in, İbn Teymiyye'ye Mücessime demesinin ne önemi vardır?!
Gördüğümüz kadarıyla İbn Teymiyye hiçbir eserinde istivayı "oturma" mânâsında tefsir etmemiştir. O, istiva ile oturmayı ayrı değerlendirmektedir. Hatta bir sözünde istivanın oturma ve istila mânâsında olmadığını belirterek şöyle demiştir:
"Fasıl: Allah'u Teâla kendisini Arşa istiva etmekle vasfetmiştir. Bu sıfatı tefsir ve tevil etmeden ıtlak etmek vaciptir. Bu, zatın Arşa istiva etmesidir. Bu ne oturma, ne temas etme ve ne de hulûl manasındadır."
"Ebu'l-Hasen el-Eşarî'nin son yazdığı kitaba müracaat ettiğimde, ki bu el-İbâne isimli kitabıdır, onun söyledikleriyle İbn Teymiyye'nin söylediklerinin aynı olduğunu gördüm. İmam Ebu'l-Hasen el-Eşarî'nin el-İbâne kitabını okuyun, bu kitabında şöyle demektedir: 'Biz Allah'ın buyurduğu gibi bir eli olduğuna ve O'nun buyurduğu gibi Arşa istiva ettiğine iman ediyoruz. Hâl böyleyken neden var olmayan bir vehmi büyütmeye uğraşıyoruz? Öyleyse neden ayrılık ateşini körüklemekle uğraşıyoruz? Allah'u Teâla yakında bundan dolayı bize hesap soracaktır."
Sayfa 44 - Nuhbe Yayınları - Ramazan el-BûtiKitabı okudu