Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahmet Ocak

9.6/10
5 Kişi
29
Okunma
1
Beğeni
952
Görüntülenme

En Eski Ahmet Ocak Sözleri ve Alıntıları

En Eski Ahmet Ocak sözleri ve alıntılarını, en eski Ahmet Ocak kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İlim ehl-i
"Sultan Alparslan Nîşâbur'da iken bir gün bir caminin önünden geçerken, camini önünde, görmeye alışık olmadığı eski elbiseler içinde birtakım insanlar görür. Bu insanlar sultana tâzim etmedikleri gibi,ondan birşey de istemezler. Gördüğü bu manzara karşısında şaşıran Alparslan,yanindaki veziri Nizamülmülk'e bu insanların kim olduğunu sorar. Nizamülmülk de sultana cevaben:Bunlar dünyaya meyletmeyen, dünyevi zevklerden hoşlanmayan,fakirlikleriyle iftihar eden ilim yolcusu fakihler olduğunu söyler"
Sayfa 85
İslam alemi, Selçuklular sayesinde kazandığı zindelikle, tarihte eşine az rastlanan yıkım ve tahribatlardan biri olan Haçlı seferlerine karşı koyma gücüne erişmiştir.
Reklam
Eğer kitabın sahibi kitabı ödünç vermekten sakınırsa, kendi nezaretinde yazmak üzere müstensih oraya giderdi.Müstensihlerin suret çıkarırken titiz davranmasına ve yazdıklarını hatasız yazmasına dikkat edilirdi.
Sayfa 115Kitabı okudu
Kütüphaneden faydalanmak isteyen okuyuculara kitap raflarının yerini gösteren veya kitapları alarak okuma salonuna getiren kişiye "münavil" de denilirdi.
Sayfa 116Kitabı okudu
Kütüphanelerde yardımcı personel olarak kitapların ciltlenmesiyle ilgilenen mücellit ve temizlik işlerine bakan müstahdemleri de saymak mümkündür.
Sayfa 117Kitabı okudu
Selçuklu döneminde memleketin her tarafı medreselerle beraber kütüphanelerle donatılmıştı. Sultan Sencer'in payitahtı olan Merv zengin kütüphanelerle süslüydü. Şehirde on büyük vakıf kütüphanesi vardı.
Sayfa 123Kitabı okudu
Reklam
Sultan Sencer'den bahseden Ravendi, "Onun zamanında dünyanın her tarafından Horasan'a gelinirdi ve orası ilmin ocağı, faziletlerin kaynağı, hünerlerin yatağı olmuştu." demektedir.
Sayfa 252Kitabı okudu
Oxford ve Cambridge üniversiteleri, nizamiyelerin Avrupa'ya intikal eden en güzel örnekleridir. Medrese gibi hastahaneyi de bilmeyen Avrupa, Selçuklu bimaristanlarını taklit etmiştir. Bu tesirin sonucunda Avrupa'da ilk defa 13.asırda Roma ve Paris'te hastahaneler kurulmaya başlanacaktır.
Sayfa 268Kitabı okudu
Selçuklu döneminde memleketin her tarafı medreselerle beraber kütüphanelerle donatılmıştı.Sultan Sencer'in payitahtı olan Merv zengin kütüphanelerle süslüydü.Şehirde on büyük vakıf kütüphanesi vardı.
Sayfa 123Kitabı okudu
Selçuklular, diğer konular gibi, ilim müesseseleriyle de Avrupa'ya tesir etmişler,Rönesans ve reform hareketlerinin doğmasında etkili olmuşlardır.Oxford ve Cambridge üniversiteleri,nizamiyelerin Avrupa'ya intikal eden en güzel örnekleridir.Medrese gibi hastahaneyi bilmeyen Avrupa, Selçuklu bîmaristanlarını taklit etmiştir.Bu tesirin sonucunda Avrupa'da ilk defa 13. asırda Roma'da ve Paris'te hastahaneler kurulmaya başlanacaktır.Nizamiye ders programları İslam alemi içinde bir model olmuş ve bu programlar İslam ülkelerinde (Osmanlılar'da da dahil) yıllarca takip edilmiştir.
Reklam
Türkler'in İslamiyet'le tanışmaları Arap ordularının Ceyhun nehrini geçmeleriyle başlamış,Kuteybe b.Müslim'in faaliyetleriyle iyice kökleşmişti.751 yılında Çinliler'le Türkler arasında yapılan savaşta Çinliler yenilerek çekildiler ve yerlerini Araplar'a bıraktılar.Bu tarihten sonra iki millet arasında temaslar sıkılaşmış; bu oranda da İslamlaşma faaliyeti artmıştır.Gazneliler ve Karahanlılar'la birlikte Maveraünnehir tamamen müslümanlaşmıştı.
Nizamiye medreseleri ve müderrislerinin ilmî seviyeleri sayesinde "Pamir'den Mısır'a kadar manevi birlik" gerçekleştirilmiş, siyasi birlik yanında ilimde de tek hedef gözetilmiş, ilim adamları arasında kaynaşma sağlanmıştır.
Sayfa 166 - Nizamiye akademiKitabı okudu
İçerik kısmında adını görünce dayanamadım..
Gazâlî, mezhep, hilâf, cedel, usul, mantık, hikmet, felsefe ve ahkâm konularında önde gelenlerdendi. Daha hocası hayattayken el-Menhûl adlı eserini yazmıştı. Bunun üzerine hocası, "Sen benim ölümümü beklemeden diri diri gömdün" diyerek talebesinin kendisini geçmesine ve kendisinin geride kalmasına işaret etmişti. Hocası onunla övünür, zeki, akıllı ve cesur olmasını takdir ederdi. Bu yüzden Gazâlî için, "O, suyu bol denizdir" demişti.
Sayfa 185 - Sübkî, VI, 193 vd.; İbnü'l-Cevzi, IX, 168 vd.; el-İber, II, 387. | Sübki, VI, 196.Kitabı okudu
Hocası İmâmü'l-Haremeyn el-Cüveynî'nin vefatından sonra, Vezir Nizâmülmülk'ün yanına giderek onun önünde tanınmış âlimlerle münazarada bulundu; hepsinden üstün gelerek ilmî kapasitesini ispat etti. Bunun üzerine Nizâmülmülk onu Bağdat Nizâmiye Medresesi'ne müderris olarak atadı. 1091 senesinde İsfahan'dan Bağdat'a gelerek Nizâmiye'deki müderrislik görevine başladı. Gazâlî, Nizâmiye'de dört sene boyunca ders verdi; ilminin genişliği ve kelâmının güzelliği ile insanları büyüledi. Derslerine Bağdat reîsü'l-uleması, Hanbeliler'in reisi ve İbn Ukayl gibi büyük âlimler de katılırdı. Uzun süreli ders ve telif hayatından sonra, nefsini arındırmak ve hacca gitmek niyetiyle yerine ders vermek üzere kardeşi Ahmed el-Gazâli'yi bıraktıktan sonra Bağdat'tan ayrıldı (1095).
Sayfa 185Kitabı okudu
105 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.