Zen Budizmi'ne ve benzeri doğu öğretileriyle ilişkisine ilgi duyanlar için en sade ve anlaşılır eserlerden birisi. Alan Watts Batı Felsefesi ve teoloji hakkında da bilgi sahibi olması hasebi ile konunun bu bağlamda ele alınması, aydınlanma ve dil ilişkisi gibi hususlarda da güzel bilgiler veriyor okuyucuya.
Konuyla ilgili az çok okumuş araştırmış biri bilir ki aydınlanma, Nirvana'ya ulaşma ya da tasavvufun dili ile Fenafillah makamına erme okuyarak olacak bir iş değil. Zira anlatılan öğretide varılmaya çalışılan nokta dilin sınırlarını aşıyor. Ve fakat okuyarak da olsa konunun genel hatlarını kavramak mümkün. Zaten Zen'in daha doğrusu bir Zen ustasının asli amacı gündelik hayata, yapılan sıradan işlere bilinçlilik getirmektir. Haliyle de eserin ve yöntemin çok da ezoterik bilgiler içerdiği söylenemez.
Kısaca kitapta da anlatıldığı gibi bir Buda olmak yahut Nirvana'ya ulaşmak istiyorsak çabamız beyhudedir. Zira zaten sahip olduğumuz bir özelliği aklımızı zorlayarak ortaya çıkaramayız. Asıl amacımız en sıradan işlerimize dahi bilinçlilik kazandırmak, beden-zihin-kendilik dualitesini ortadan kaldırarak özümüzden ayrı bir ben yaratmayı bırakmak olmalıdır. Bunun içinse en güzel araç meditasyondur. Çünkü meditasyon sırasında düşünceler durur, ikilik ortadan kalkar ve bütünlük sağlanır. Zen Budizmi, her an bir devinim içinde şimdi ve burada olmayı, sessizliğin önemini, içinden çıkıp geldiğimiz sonsuzluğa dahil olmayı öğütler. Tıpkı insanın doğmadan önce hatırlamadığı bilinç öncesi sonsuz karanlık gibi...
