Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ali Akay

Ali AkaySanat Tarihi : Sıradışı Bir Disiplin yazarı
Yazar
Çevirmen
Editör
8.3/10
53 Kişi
131
Okunma
23
Beğeni
3.017
Görüntülenme

En Yeni Ali Akay Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Ali Akay sözleri ve alıntılarını, en yeni Ali Akay kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1950'li yıllarda "savaş sonrası" olarak ele alınan dönem postmodern olarak düşünülmüştür. Buradaki siyasi örnekler ise Japon Meiji dönemi, Rus Bolşevikleri, Kemalist Türkiye ve yeni olmakta olan Maoist Çin'dir.
Reklam
Söz doğal olan bir şeydir ve tek defa ilk olarak söylenir ; aynı sözü ikinci bir defa aynı kimse bile söyleyemez. Yazı sözün yerine geçemez, yerini tutmaya çalışır.
Kendimize yakın hissettiğimiz doğayı kaybetmeye başladığımız zaman, yazı gerekli oluyor.
Foucault için "direnme iktidarın içinden geçerken," Deleuze, Guattari ve Negri için direnme odağı yeni öznellikler olarak durmaktadır; ama yeni öznelliklerin de biyo-iktidar tarafından üretilmekte olduğunu ileri sürdüklerinde yeni öznellikler kavramı çıkıyor karşımıza.
Sayfa 135 - Say Yayınları, 2010.Kitabı okudu
İletişim toplumu, bilgi toplumu, yahut Habermas'ın deyimiyle "öznellikler arası bir iletişim" eylemi, insan hakları meselesi bugünkü biyo-politik sistemde direnme odağı gibi durmasına rağmen bir iktidar, iktidarın düzenleyici bir parçası haline gelmeye başlıyor.
Sayfa 133 - Say Yayınları, 2010.Kitabı okudu
Reklam
Modern iktidar burada yeni bir refah toplumu stratejisi içine girdiğinde herkese iş sağlayamayan devlet, bu sefer, yeni müdahale biçimleri bulmaya başlıyor. Bunlar eskiden sağlık sigortası veya işsizlik sigortası iken 80’li yıllarda evsiz barksızlara yurtlarda yer bulmak, göçmenlere veya mültecilere aynı şekilde sağlık yardımı, barınak ve küçük bir para yardımı yapmak ve de bunu yaparken de onları yeni bir mesleğe doğru eğitmek üzere yönlendirmelerinde ve mülteci kamplarını kurmalarında yatıyor. Devlet para veriyor bunun karşısında meslek sahibi yapmaya çalışıyor, işsiz kişiyi. Bunun için de kişiler, adına fleksibilite yani esneklik denilen bir ekonomi-politik sisteminin içinde, mesela iki ay çalışıyorlar, uğraşıyorlar, meslek öğreniyorlar, sonra yine işsiz kalınca bu sefer başka bir formasyona girip yeni bir meslek daha öğrenip iş arıyorlar; çünkü bu, denetim toplumunun, biyo-politikanın günümüzdeki en temel hukuki alanlarından bir tanesidir.
Sayfa 131 - Say Yayınları, 2010.Kitabı okudu
İktidarın nesnesi ezilen sınıflar olmaktan çıkıp, yaşamın kendisi haline geliyor ve biyo-politika bu yaşamın kendisinin üzerindeki tüm toplumda gelişen bir, ideoloji olmayan bir kodlama biçimini meydana getiriyor. Bu yaşam pratiğinin egemenlik altına alınması Deleuze ve Guattari' de biyo-politikanın bir denetim toplumunda nasıl işlediğini göstermelerine yol açıyor. Bu da zaten içinde yaşanan toplumun, Fransız toplumunun, Batı toplumlarının, sürekli denetim, sürekli eğitim üzerinden kurulu bir mekanizmasını yahut da onların deyimiyle makineleşmiş bir toplumsallığı, kapitalistik bir toplumsallığı bize gösteriyor.
Sayfa 130 - Say Yayınları, 2010.Kitabı okudu
İktidar baskıyla değil üretimle işlemektedir. Yani, suçu da cezayı da cezanın gerçekleştirilmesini de iktidarlar üretiyorlar.
Sayfa 130 - Say Yayınları, 2010.Kitabı okudu
Foucault, maddi bir şekilde iktidarın ideoloji ile değil, direkt bedenler üzerindeki üretimiyle işlediğini ileri sürüyor.
Sayfa 129 - Say Yayınları, 2010.Kitabı okudu
Reklam
Aydının, entelektüelin "bilinç veren" durumdan çıkmış hale gelmiş olması batı toplumlarında gündeme geliyor; ikincisi ise küçük komitelerle direnme odaklarının kurulmaya başlanması ve bunlar da merkezci olmayan, belirli bir konu üzerine hedeflenen ve hemen dağılan komitelerin ortaya atılması.
Sayfa 128 - Say Yayınları, 2010.Kitabı okudu
Moleküler devrim o halde tabandan yayılan, kendiliğinden ortaya çıkan ve iktidara karşı bir hareket olarak gündeme geliyor ve birbirinden ayrı gibi duran, homojenleşmeyen, merkezi partiler tarafından yönetilmeyen, sendikaların egemenliğinde olmayan bir hareket olarak '68 hareketi böylelikle devrim belki yapmadı ama kültürel bir devrimi gerçekleştirdi; yani sosyalist bir topluma doğru gidiş olmamasına rağmen, sosyolojik olarak insanların davranış şekillerini, yaşam biçimlerini, cinselliğini değiştirdi. Yani kendisini kuvvetli bir şekilde birden bire hissettirmeyen ama yeraltından yavaş yavaş sızarak ilerleyen ve bir gün öylesine ortaya çıkan hareketin kendisi moleküler bir devrim.
Sayfa 125 - Say Yayınları, 2010.Kitabı okudu
Foucault'nun biyo-politikası, daha sonra Deleuze ve Guattari'nin kuramsallaştırdığı 'denetim toplumu' kavramı ve biraz daha yakın zamanda da bu küreselleşme tartışmalarının iyice gündeme geldiği bugünlerde Michael Hardt ve Toni Negri'nin "imparatorluk" diye adlandırdığı yeni toplumsal formasyonun üzerinde durmak gerekecek. Çünkü Foucault'nun açtığı yoldan daha sonra Deleuze ve Guattari'nin yapmış olduğu yeni analizler ve sonunda Michael Hardt ve Toni Negri'nin birlikte çalışmaları sonucunda ortaya çıkan "imparatorluk" (empire, emperyal sistem) kavramı birbirlerini izleyerek, bugüne kadar geliyor.
Sayfa 123 - Say Yayınları, 2010.Kitabı okudu
Her türlü parçalanmayı ve yayılmayı engellemek ve birleştirmek amacıyla yapılan müdahalelerin tözünü tanımlamak, "kuramsal olarak, paradoksal ve anti-demokratik" bir durumu ortaya koymaktadır. Yani, en pratik olarak, totaliterleşmektedir.
Sayfa 113 - Say Yayınları, 2010.Kitabı okudu
233 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.