Alice Miller diğer psikoanalistler gibi kitap boyunca çocukluğun yaşam boyunca etkilerinden bahseder. Yani gençlik, yetiskinlik, ya da yaşlılık döneminde yaşadığımız bunalımların ya da aşırılıkların sebebini çocuklukta deneyimlenen duygulara, davranışlara ve ilişkilere bağlar. Özellikle bu noktada anne ve babanın öneminden bahseder. Çünkü Alice Miller'a göre bunalımların, aşağılık hissinin, ve büyüklük tutkusunun sebebini sağlıksız anne babalara atfeder. Ona göre çocuklukta yaşanan travmalar, bastırılmış duygular ve talihsiz deneyimler yetişkinlikte kabul edilmeli. Hatta başlangıçta bunun yası yaşanmalı. Eğer anne babaların yanlışlarını, benliğin ezilmesini ve aşağılanmaları kabul etmezsek bunlar devamlı olarak tekerrür edecek ve sosyal ilişkilerimizde bizi sağlıksız bir insan yapacak.
"Çocukluktan beri gergin olan bedenimizin deşarj imkanı bularak rahatlamasının yanı sıra gözlerimizi gerçeklere açtığımız, yanılsamalardan vazgeçtiğimiz, bilinç dışına ittiğimiz anılarımıza yeniden kavuştuğumuz ve bize büyük rahatsızlıklar verebilen semptomlardan kurtulduğumuz için de serbestlik kazanırız. "
Özellikle mükemmelletçiyetçi ebeveynlerin çocukları bastırdığını iddia eder ve bu çocuklar ilerde kendilerini ifade edecek, duygularını yaşayacak, ilgilerini ve yeteneklerini gösterecek bir imkan bulamazlar.
Bu yüzden başta ebeveynler çocuklarına kendilerinin bir devamı olarak değil de bağımsız bir birey olarak davranmalidir. Öte yandan yetişkinler çocukluğunu kabul edip, anne ve babalarının yanlışlarının farkına varıp bilinçlenmelidir. Bilinçlenme değişime götüren yönde atılan ilk adımdır.