Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Anıl Çeçen

Anıl Çeçen100 Soruda Kemalizm yazarı
Yazar
Derleyen
7.0/10
18 Kişi
86
Okunma
12
Beğeni
2.275
Görüntülenme

Öne Çıkan Anıl Çeçen Gönderileri

Öne Çıkan Anıl Çeçen kitaplarını, öne çıkan Anıl Çeçen sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Anıl Çeçen yazarlarını, öne çıkan Anıl Çeçen yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hukuk tarihi, bir bakıma baskıya, adaletsizliğe karşı toplumların verdiği savaşların tarihidir. Tüm dünya adaletin gerçekleşmesi için uğraşmaktadır3. Haksızlığa karşı koymak bir toplumsal görev olarak benimsenmiştir. Toplumun iç varlığını ve asgari düzenini koruyabilmesi için haksızlığa karşı direniş zorunlu bir duruma gelmiştir. Toplumun yararı için herkes gereğinde hukuk savaşçısı olabilmiştir. Toplumsal sorumluluk bilincinin artması adalet düşüncesini ön plana çıkarmıştır4. Sosyal yaşamda adalet her açıdan gereklidir. Bu nedenle, adaletin aranması ve gerçekleştirilmesi aslında hukukun en önde gelen ödevidir. Adaleti biçimlendirmek ve öze kavuşturmak, hukuk düzeninin ana yapısını yansıtmaktadır.
Kültür-Müzik İlişkisi
Bugünün Türkiye'sinde müzik alanına bakıldığı zaman, birbiriyle çelişkili kültür farklılaşmalarını yaşayan bir toplum yapısının tüm özellikleri kolayca görülebilir. Herkes kendi müziğini dinlemektedir. Dil bilen, yüksek öğrenimli, batıya dönük kişiler klasik batı müziği; geçmişe bağlı, geleneksel değerlere üstünlük tanıyan gelir düzeyi üstün, gece ve eğlence yaşamına düşkün, içkiyi seven kişiler Türk Sanat Müziği; Anadolu'nun çeşitli yörelerinde oturan ve geleneksel halk değerlerine bağlı bulunan, fazla tahsil görmeyen, kültür düzeyi yüksek bulunmayan, ekonomik gelişmeler karşısında kitlelerin yanında yer alan ilerici dünya görüşüne sahip kişiler Türk Halk Müziği; lise ve üniversite gençliği, kültüre önem vermeyen magazin düşkünü, eğlenceye meraklı aydın olmayan kişiler hafif batı müziği veya aranjman müziği; genellikle büyük kentlerin kenarlarında ve varoşlarında gecekondularda oturan, köyden kente göçetmiş fakat kentte umduğunu bulamamış, geçim sıkıntısı ve aile sorunları ile içiçe yaşayanlar şoförler ve benzeri ara işlerde çalışan esnaflar, işsiz ve başıboş gezenler arabesk müziği dinlemektedirler. Konuya biraz daha toplumbilim açısından bakılırsa bu liste daha da uzatılabilir. Ne var ki, insanlar kesin sınırlandırmalar içine konulamazlar. Yukarıda belirlenen genellemeler dışında kalan karma yapıda kişilere de çoğunlukla rastlamak olanaklıdır. Karma yapıdaki kişiler de ayrı bir genelleme kuralı oluşturabilirler ama diğer genellemeleri değiştiremezler.
Sayfa 278
Reklam
Zaman zaman kendi koyduğu düzeni çiğneyen otoritelere rastlanmaktadır. Hukuk düzenini kuran ve uygulayan gücün hukuku tanımaması, çiğnemesi toplumları kendiliğinden bir adalet savaşımına sürüklemiştir.
Günümüzde Atatürkçülük macera veya kalkan durumundan çıkmıştır. Yapılması gereken bu kavgayı sonuna kadar götürmektir. Atatürkçülük artık kavga işidir, toplumun her kesiminde bu kavganın verilme zamanı gelmiştir. Eğer yeniden bunalımlı dönemlere, toplumsal çalkantılara sürüklenmek istemiyorsak bu gerçeği yerinde değerlendirmemiz gerekir. Atatürkçülük kimsenin tekelinde değildir, hiç kimse kendisini tek Atatürkçü olarak gösteremez ama Atatürk'e ve O'nun yoluna inanan kişilerin Atatürkçülük kavgası yapmaya halkları vardır. Atatürk'ü savunmak kadar O'nu düşünmek ve düşünceleri doğrultusunda yeni devrimci atılımlara kalkışmak bu kavganın içeriğini oluşturur.
Sayfa 11 - Atatürkçü Düşünce Derneği YayınlarıKitabı okudu
Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet yönetimi ve Atatürk ilkeleri devletimizin temel ilkeleri olarak kaldığı sürece. Türkiye'yi kendi çıkarları doğrultusunda yönlendiremeyeceklerini artık bu büyük ülkelerde anlamışlardır. Bazı bilimsel görünümlü politik toplantılarda siyasal boyutlu mesajlar kamuoyuna yansıtılmaktadır. Atatürk olgusunu ve rejimini ortadan kaldırabilseler, o zaman Türkiye'yi kendi istekleri doğrultusunda ve geleceğe dönük yönlendirebileceklerini bilmektedirler.
Sayfa 7 - Atatürkçü Düşünce Derneği YayınlarıKitabı okudu
Reklam
420 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Halkevlerinin Üçüncü Dirilişi 1980 darbesiyle Halkevlerinin yöneticileri göz altına alındı vê Halkevleri kapatılıp bir ara döneme girdi. Delil yetersizliğinden dolayı dava düştü vê tutuklanan bütün yöneticiler serbest bırakıldı. Halkevlerinin tekrar açılması için Ankara 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 1098 karar numarası ile 23.06.1987 tarihinde Halkevlerin tekrar açılmasına karar verildi.
Halkevleri
HalkevleriAnıl Çeçen · Gündoğan Yayınları · 19904 okunma
Batı gibi olabilmek için, batı ile savaşmak zorunda kalan, batıyı örnek seçerken, batının kendisine karşı hazırladığı ve sürekli olarak gündemde tuttuğu siyasal girişimlere direnen ulusal bir önder olarak Mustafa Kemal, ülkemiz sınırları içinde yaşayan Türk ulusunun çıkarlarını sonuna kadar savunmayı birinci görev olarak benimsenmiş ve bu durumu 'Gençliğe Söylev'i ile de gelecek kuşakların dikkatine sunmuştur.
Sayfa 5 - Atatürkçü Düşünce Derneği YayınlarıKitabı okudu
Kendi ulusal sentezini yapamamış toplumların giderek yıkıldığı ve parçalandığı çok görülmüştür. Uluslaşma sürecini kendi toplumuna tamamlatmak isteyen Atatürk sentezci bir yaklaşımı vazgeçilmez bir tutum saymıştır.
Sayfa 21 - Atatürkçü Düşünce Derneği YayınlarıKitabı okudu
Yeni gelişmiş ülkeler, yeni endüstriler ve yeni büyük ekonomik güçler demektir. Gelecekte bunların da emperyalizm yarışına kalkışıması, sınırlı olan dünya kaynaklarının ve piyasalarının yeniden bölüşümüne neden olacak ve eski büyük emperyalist güçlerin zenginlikleri sınırlanacaktır. Büyük devletlerin, büyüklüğü diğer devletlerin küçüklüğü yüzündendir. Küçük devletler küçük olarak kaldıkça, büyük devletler büyüklüklerini sürdürebileceklerdir. Devletlerarası ilişkiler bu kadar birbirine bağımlı bir durumdadır. Yeni büyük devletlere ve güçlü ekonomilere, emperyalistleşmiş zengin ülkeler izin vermemek durumundadırlar. İşte bu nedenle, az gelişmişlik zincirini yıkmak isteyen tüm gelişmekte olan ülkeler, önce anti-emperyalist bir savaşı vermek zorundadırlar. Eski sömürgelerin verdikleri ulusal kurtuluş savaşlarını, ekonomide verilecek olan ulusal bağımsızlık savaşlarının izlenmesi gerekmektedir. Mustafa Kemal'in deyimi ile, tam bağımsızlık ancak, ekonomik bağımsızlık ile mümkün olacaktır. Aksi taktirde, siyasal bağımsız yapıların bir süre sonra bağımlı yapılara dönüştüğü görülmektedir.
Sayfa 26 - Atatürkçü Düşünce Derneği YayınlarıKitabı okudu
83 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.