“İnsan gençlik çağını aptalca geçirmişse,
kötü günlere karşı önceden tedbir almamışsa,
yaş kemâle erip de ihtiyarlıktan beli bükülünce,
hep başkasından yardım ister boş yere.”
“Kişi kendisini bilmeli ve kendi özellikleriyle yetinmeli
Başkasının davranışlarını taklit etmemeli.
Eğreti şeylerle hava atmaya başlayanın
gerçek yüzü ortaya çıkar koca ağzını açtığında.”
“Çünkü acınası bir şeydir” demiş
“insanın kâr edeceğini sanıp da kendisine verilen şansı elinden kaçırması
ve hayli aptalcadır yeniden gelecek umutlara bel bağlaması.”
“Bir an düşündüm kusursuz Theodosius, hangi edebi türle hatırlanabilirim diye
öykü türü geldi aklıma sonra. Ustaca kurgulanırsa bu türle yazılanlar
hoşuna gider insanın, ağrına da gitmez ne ektiyse onu biçmesi.”
Aisopos
olduğunu bilirsin elbette, Delphoi’lu Apollon’un yanıtıyla salık verildiğinde
eğlenceli öyküler yazmaya başlamıştı ahlaki deyişleri güçlendirmek için. Evet bu
öyküleri örnek olsun diye hem
Quintus Horatius Flaccus kendi şiirine uyarlamıştı, içten şakaların altında
hayatın gerçeklerine işaret etmek için.
Babrius bu öyküleri Yunan iambus vezniyle yazıp iki kitaba toplamış,
Gaius Iulius Phaedrus bunların bir bölümünü beş kitapçığa yaymıştı hatta. Ben bu öykülerden kırk iki tanesini yayınlamaları için bir kitaba topladım, elegia vezninde yazıp sade bir Latince ile açıklamaya çalıştım.”
“Çünkü acınası bir şeydir
insanın kâr edeceğini sanıp da kendisine verilen şansı elinden kaçırması
ve hayli aptalcadır yeniden gelecek umutlara bel bağlaması.”