Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bassam Tibi

Bassam TibiDünya, İslamiyet, Demokrasi yazarı
Yazar
8.3/10
3 Kişi
11
Okunma
0
Beğeni
1.167
Görüntülenme

Bassam Tibi Gönderileri

Bassam Tibi kitaplarını, Bassam Tibi sözleri ve alıntılarını, Bassam Tibi yazarlarını, Bassam Tibi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
336 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Milliyetçilik, ortadoğu coğrafyasının en önemli sosyolojik problemlerinden biri bana kalırsa. Ve bu problemi en sağlam açıklayan kaynaklardan birisi de Bessam Tibi'nin bu kitabı. Arapların günümüze değin süren kimlik ve milliyetçilik çatışmalarına tarihi kaynaklarla ve felsefik açıklamalarla değiniyor, sade bir dille anlatıyor. Alanda çalışanlar için başucu kaynaklardan birisi.
Arap Milliyetçiliği
Arap MilliyetçiliğiBassam Tibi · Yöneliş Yayınları · 20133 okunma
336 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Arap Milliyetçiliği
Kitap, 'Avrupa'da Ulus Teşekkülünün ve Ulusçuluğun Kökleri' adlı bölümle başlıyor. Avrupa'da ulusçuluk anlayışını ve bunun tarihi kökleri üzerinde duruluyor. Arap milliyetçiliği konuşulmadan önce siyaset, tarih, felsefe, sosyolojik olarak bir durum analizi yapılıyor. Arap milliyetçiliğin esas geliştiği yer olan Suriye inceleniyor. Başında da en
Arap Milliyetçiliği
Arap MilliyetçiliğiBassam Tibi · Yöneliş Yayınları · 20133 okunma
Reklam
Baas Partisi hepsi Sorbonne’da okumuş ve liderliklerini Michel Eflak’ın yaptığı Suriyeli bir grup öğrenci tarafından 1940’lı yıllarda kuruldu. Milliyetçi Arap Hareketi ise 1950 başlarında Amerikan Beyrut Üniversitesi’nde okuyan Arap öğrenciler tarafından kuruldu. Her iki organizasyon da el-Husri’nin popülist Pan-Arap milliyetçiliği görüşünü kendilerine başlangıç noktası olarak aldılar.
Sayfa 289Kitabı okudu
Geçmişten >>> Günümüze Işık oluyor.....
Sa’ada, SSMP’nin (Suriye Sosyal Milliyetçi Partisi) genel prensiplerini ve Suriye Sosyal Milliyetçiliğinin reform için gerekli gördüğü prensipleri 1950’de Şam’da çıkan Te’alim ve Şuruh fi’l-Akideti’l-Kavmiyyeti’l-Suriyye (Suriye Milliyetçiliği Doktirinin İlkeleri ve Görüşleri)’de yayınladı. Parti politikasının sekiz prensibini şöyle sıralar;^’ 1. Suriye Suriyelilerindir. 2. Suriye meselesi, diğer millî meselelere başvurulmaksızın bağımsız olarak ele alınması gereken millî bir meseledir. 3. Suriye meselesi, Suriye milletinin ve Suriye topraklarının meselesidir. .....................
Sayfa 282Kitabı okudu
Mustafa Kamil'in ölümünden sonra Hizbu’l-Vatani'nin lideri olan Muhammed Ferid Osmanlı İmparatorluğu'nu eleştirenleri kafir olarak itham etmiş ve İmparatorluğa itaati İslâm’ın eksiksiz bir parçası olarak tanımlamıştı. Bu fanatik yaklaşımın karşısında, el-Husri Kur'an'da dünyevi bir iktidara itaat hususunda referanslar olmadığını, halifeye itaat konusuna değinilmediğini ve bu yüzden O’na muhalefetinde suçlanamayacağına işaret etmiştir.*’
Sayfa 268Kitabı okudu
El-Husri'nin görüşleri
Temelde el-Husri, İslâm’ı Arap millî kültürünün bir parçası olarak kabul eder, fakat İslâm’ın tek başına Arap kültürünü oluşturduğunu düşünmez. Pan-İslâmcıların ve İslâm tarihçilerinin “Arap tarihî sadece İslâm’ın yükselişi ile başlar ve bundan önce Araplar ilkel kan davalı bir kabile hayatı yaşıyorlardı” iddiasına ise şiddetle karşı çıkar.
Sayfa 252Kitabı okudu
Reklam
Abdurrazık'ın görüşleri
İslâm’ın, halifenin yaptığı yanlış hareketlerden muaf olduğunu ve din adına yöneticiler ve güçlüler tarafından ifa edilen bu yanlış hareketlerin İslâm’a mal edilemeyeceğini göstermeye çalışır. Tüm bu yanlışlıkların kaynağı “hilâfetin güce dayalı olması” hakikatidir.”
Sayfa 251Kitabı okudu
“İslâm’da hilâfet her zaman kaba güce dayandırılmıştır ve nadir durumlar hariç, bu maddî güç olmuştur. Halife, mevkisini mızrakların ve kılıçların, iyi teçhizatlı bir ordu ve onun geniş kudretinin yardımı ile sağlama almıştır. O yönetimini meşrulaştırmış ve güvenliği sadece bu yolla elde etmiştir” der.” Abdürrazık,
Sayfa 250Kitabı okudu
İslâm ve Usulü’l-Hükm (Bknz. yorum kısmına)
1925'de Kahire’de yayınlanan ve büyük yankı uyandıran çalışmasında İslâm ve Usulü’l-Hükm’ İslâmî siyaset çalışmasının, daima üzüntü verici bir şekilde ihmal edildiğinden şikayet eder. Bunun sebebi, yapılacak çalışmaların muhtemel sonuçlarından yöneticilerin korkmasıdır. “Siyaset çalışması iktidarlar için en tehlikeli bilimdir, çünkü o iktidarın şeklini, karakterini ve sistemini ifşa eder. Bu yüzden yöneticiler daima bu bilime karşı çıkmış ve tebaasının bu bilimle uğraşmasını da engellemiştir.”"
Sayfa 249Kitabı okudu
Ali Abdürrazık 1920'lerin birçok güzide İslâm alimlerinden birisi idi. Muhammed Abduh geleneğine bağlı kalarak modern Avrupa düşüncesi telkini ile geleneksel İslâmî dersler verdi ve meslektaşlarının tersine İslâmî siyaset felsefesine ve Kur'an ve Sünnet’e tam anlamıyla hakimdi.
Sayfa 249Kitabı okudu
Reklam
II. Abdülhamit ile işbirliği yaptığı dönemde,“ Afgani İslâm ümmeti için bir devlet gerekliliğini telkin ediyordu. Ona göre bu devlet, Osmanlı İmparatorluğu içinde oluşacak ve İslâm’a uygun olacaktı. Abdülhamid'in despotluğuyla düş kırıklığına uğramasından sonra, Osmanlıcılıktan vazgeçti”
Sayfa 234Kitabı okudu
Tesbih meselesi
Afgani kendisinin ve Pan-İslâmizmin II. AbdUlhamit’in politikalarına hizmet ettiğini anladığında, Sultan arasında bir soğukluk başladı, örneğin, despotluğu yeni kurbanlar arayan Abdülhamit’le bir resmi görüşme esnasında, Afgani sıkıldığını göstermek için tesbihiyle oynayarak küstahlık etmişti. Görevlilerden biri uyardığı zaman şöyle cevap veriyordu: “Eğer Padişah Hazretleri ümmetin kaderi ile istediği gibi oynayabiliyor ve kimse itiraza cesaret edemiyorsa, Cemaleddin Afgani de kendi istediği gibi tesbihi ile oynayabilir sanırım.”
Sayfa 234Kitabı okudu
El-Husri'nin görüşleri
El-Husri, (Mısır milliyetçileri gibi) milliyetçiliği sadece kendi bölgelerine hasreden Arapları bu sınırların sömürgecilerce çizildiği gerçeğini kavramamakla suçluyordu. “Biz Fransızlara, İngilizlere karşı isyan ettik; biz vatanımızı işgal eden ve onu zapt etmek isteyenlere karşı isyan ettik... ancak kendimizi onlardan kurtardığımız zaman, onların ülkemiz için çizdikleri sınırları kutsamaya başladık.
Sayfa 231Kitabı okudu
Yine de Arap yenilenmesine en büyük katkı 19. yüzyılın ikinci yarısında özellikle Hristiyan olan Suriye-Lübnan entelektüellerinden gelmiştir. Dinî münasebetlerinden dolayı, Osmanlı İmparatorluğu'na hiçbir bağlılık hissetmiyorlardı ve bu yüzden bağımsız bir seküler Arap devleti için ısrar etmek onlar için çok kolaydı.
Sayfa 229Kitabı okudu
El-Husri'ye göre, her ne kadar eski dinî bir hareket de olsa Vahhabî isyanı bile dolaylı olarak Arap milli hareketine katkıda bulunmuştur. Şöyle ki, bu isyan Osmanlı İmparatorluğunu zayıflatmayı ve onun içindeki Arap unsurunu güçlendirmeyi arzu etmiştir.
Sayfa 229Kitabı okudu
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.