Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Cafer Seydahmet Kırımer

Cafer Seydahmet KırımerSovyet Cehenneminde Köylü ve İşçi Durumu yazarı
Yazar
9.7/10
7 Kişi
19
Okunma
3
Beğeni
1.084
Görüntülenme

Cafer Seydahmet Kırımer Gönderileri

Cafer Seydahmet Kırımer kitaplarını, Cafer Seydahmet Kırımer sözleri ve alıntılarını, Cafer Seydahmet Kırımer yazarlarını, Cafer Seydahmet Kırımer yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Olgun bir zeka ve sağlam bir seciye ancak yüksek bir ülküyü sağlam bir surette benimsemekle temin edilir.
Reklam
...Türk tarihinden söyliyeceğim ikinci vak'a da şudur: Cetlerimiz Göktürklerin hakanlarından (Gültekin) bundan 1300 yıl evvel büyük bir taşa şu sözleri kazdırmıştı: «Kardeşlerim, Beylerim, Bütün Milletim, İlerigelenle­rim ve Kavmim! Beni dinleyin!... Bu taşı ben yazdırdım söyleyeceklerimi ve kalbimdekileri oraya ben kazdırdım ... Büyük cetlerim hükümdar olmuşlar ve Türk kavminin ülkesini ve nizamını kurmuşlar. Fakat onlardan sonra bunların tahtlarına geçenler, onlar gibi olamadılar. Onlar, doğru düşünceden mahrum ve fena kağanlardı ... Beyler de kötü kimselerdi... Halk arasındaki nifak ve çekişme yüzünden, Çinlilerin kurnazlık ve hllekarlıklariyle, Türk kavminin imparatorluğu yıkıldı ... Türkler elli yıl esir ol­dular... Fakat, üstte, mavi gökte Türklerin Tanrısı ve Türk toprağiyle sularının mukaddes dehası şöyle dediler: «Türk kavmi mahvolmayacak... O, yine hakim bir kavim olacak ... » (ı) (Gültekin) hakanın bin üçyüz yıl evvel söylediği gibi, Türkler, ne zaman düşmanlarının fitnelerine, hiyanetlik­lerine kapılmamış ve içlerinden çözülmemişlerse, birbir­lerine karşı çıkmamışlarsa, onlar, yurtlarını dalına en ü­mitsiz durumlardan kurtardılar, en çılgın, en azılı düşman­larını perişan ettiler..
...Atatürk ve onun tarihi arkadaşları, İstiklal Savaşını Türk halkının vicdanındaki yurt sevgisinin canlı­lığına inanarak başardıkları gibi, Türk inkılabını da hal­kımızın seziş ve anlayışına güvenerek gerçekleştirdiler .. Bu kanaatı da Ulu Ata şu cümleleriyle belirtmişti: «Tür­ke müsbet ve iyi bir şey veriniz, onun bunu reddetmesi ihtimali yoktur!.» Evet, Türk, hem müsbet, iyi, faydalı şeyi anlar ve benimser ve hem de ona bunları ancak Türk vicdanları­nın, Türk dimağlarının, Türk kalplerinin bulup verecek­lerini bilir. Düşmanlarıwn yalancı vaatlerinin, yaldızlı haplarının onu yaşatmağa değil, ölüme sürükleyeceğini de o kavrar ... ·
Hüseyin Cahit 1947'de yayınladığı «Ko­münist Tahrikleri Karşısında» eserinin 59. sayfasında bunlardan ve bunların bizde gizli çalışmalarından şöylece bahseder: «İçimizdeki komünist teşkilatı hükumet partisine aç­nğı mücadelede mili hakimiyet, hürriyet ve demokrasi taraftan görünmekle beraber, hakiki gayenin ne olduğunu etrafa ihtar etmekte kusur etmiyordu. Ele geçirilen bir ko­münist vesikasında şöyle deniliyor: «Partinin iç taktiği Türkiyenin bir Sovyet Cumhuriyeti olmasına yarayacak en kesin şartları bütün açıklığı ile mevzubahis etmekten çe­kinmez, çünkü bu, istediğimiz bir şeydir. Ve bunu kendi ara­mızda böylece konuşup bilmeliyiz... Fakat etrafımızda he­nüz iyice olmamış unsurları ve cahil halk yığınlarını ür­kütmemek için onlara daha başka türlü ve sureti haktan gö­rünerek konuşmamız ve politika yapmamız zarureti doğar ki, bu partinin dış taktiğinden ibarettir.» Bu satırlar bile, komünistlerin mili birliğimizi, cum­huriyetimizi, demokrasimizi yıkmağa azmettiklerini ve mak­satlarına varmak için halkımızı «sureti hakdan» görünerek aldatmağa çalıştıklarını ispata kafidir.
Sovyetler diyarında ne söz, ne fikir, ne basın, ne vicdan hürriyeti ve ne de her köylü ve işçinin istediği işte, istediği yerde çalışma serbestliği vardır. Orada işçiler hakimiyeti de­ğil, işçileri de, köylüleri de esir gibi çalıştıran küçük bir azınlığın saltanatı vardır. Orada bu azınlık zulme, tethişe ve bilhassa yalana, aldatmağa dayanarak hüküm sürer ve halk bu yalancı "cennet"te bir cehennem hayatı yaşar.
Reklam
Siz de bilirsiniz ki, emek mukabilinde alınan paranın azlığı veya çokluğu kendi kendine bir şey ifade etmez. Asıl esas olan, bu kazanılan para karşılığında neler alınabi­leceğidir. Aranızdaki yaşlı arkadaşların da hatırlayacağı gibi, 1914 Cihan Harbinden evvel Türkiyemizde bir kuruşa bir okka ekmek, üç kuruşa bir okka et, yüz paraya bir okka şeker alınırken, günde on kuruş kazanan bir işçimiz rahat geçinirdi. Demek ki, mesele, ne kazanıldığında değil, ka­zanılan para karşılığında ne alınabildiğindedir
... Her hangi bir malın mevcut olmadığından dolayı şikayet etmek, komünist hükumetine karşı gelmek ve faşist olmak, rejimin baş düşmanı olmak demektir. Böyle bir şikayeti yapan zavallılar, derhal bedava çalışma kamplarına gön­derilirler. Rusya'da bir çok şeyler yoktur. Bunların başında gelen ve bolşevik rejiminde hiç bir vakit olmayan ·ve hiç bir vakit de olmayacak bir şey daha varsa, o da 《şikayet et­mek hakkı》dır.
...Enverler, Talatlar, Atatürkler, lnönüler, kırk yıllık inkilap yolumuzla halkımızı böylece esir­likten efendiliğe yükselttiler. Onu, kendi siyasi, idari mukad­deratına hakim kıldılar. Bugün kurulmuş ve yarın kuru­lacak Türk siyasi partileri de bu yolda yürüyerek, bu me­sut gelişmemizi, bu halkçılığımızı her gün biraz daha kuvvetlendireceklerdir....
Acele ve tesadüfi kararlarla, birisinin hislerimize ve heyecanımıza tesirle söylediği sözlerle kabul ettiğimiz vazifelerin yapılmasıyla biz ne kendimize ve ne de herhangi bir maksada tam hayırlı bir iş yapmış olmayız. Ancak işi kendimizin düşünmüş, kararlaştırmış ve mesuliyetini deruhde etmiş olmamızla biz işimizin eri oluruz ve işden gelecek fikri, ruhi müsbet neticeleri elde edebiliriz»
Reklam
Mefkürecinin hayatı sevmesi ile alelâde bir hotbinin hayata bağlılığı arasında olanların hayata bağlılıkları, hayata esirlik demek değildir. Emele bağlı olanlar, uğrunda hayatın her akıntısına ve kederine göğüs germekten zevk duyar. Mefküresizler ise maddi zevk ve eğlencelerini temin ve onu uzatmak için hayata sarılırlar. Bunlar için sıkıntıya, kedere düşmektense her türlü adiliğe boyun eğmek mübahtır.
Aziz kardeşlerim, Rus İmparatorluğu'nun bir başka adı da "Milletler Hapishanesidir."
Sayfa 80
Ülkü yalnız cemiyetin tekamülünü bağlayan zincirleri koparmaz, yalnız tarihin intikamını almaz, tarihin hakkını, şerefini kurtarmaz, onu en yüksek, en uzak gayesine de ulaştırır.
Sayfa 9
76 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitap 3 makaleden oluşmakta, yazar samimi yaklaşımı sayesinde karşında sanki bir büyükle muhabbet ediyormuş havası yaratmakta. Eser bilgi birikimi ve açıklamalarla dogru noktalara dokunmakta, özellikle gençlere verdiği 14 maddelik tavsiyede kayda değer. 1965 basım bir kitap artık bulunmayacak böyle kaliteli bir eserin her kütaphane de bulunması düşüncesindeyim. Tavsiye edilecek bir kitap.
Mefkure ve Türkçülük
Mefkure ve TürkçülükCafer Seydahmet Kırımer · Emel Yayınları · 19652 okunma
Son söz
Milli kültürümüzün inkişafında en kestirme yolla Türk birliğine doğru gideceğiz. Siyasette de, hiç bir veçhile, bir Türk topluluğu aleyhine ne bir karara ve ne de bir fiile iştirak edeceğiz. Maddi ve manevi bütün kuvvetimizle esirlikten kurtulmak isteyen Türk illerinin yardımına koşacağız ve bütün Türk âleminin kuvvet bulmasını mefküremiz tanıyacağız.
91 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.