Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Caner Taslaman

Caner Taslamanİslam ve Kadın yazarı
Yazar
7.6/10
1.574 Kişi
6,3bin
Okunma
663
Beğeni
20,3bin
Görüntülenme

Caner Taslaman Gönderileri

Caner Taslaman kitaplarını, Caner Taslaman sözleri ve alıntılarını, Caner Taslaman yazarlarını, Caner Taslaman yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kant’a göre insan, evrenin gayesel sebebidir. İnsan olmadan tüm yaratılış boş ve anlamsızdır. Evrenin gayesi olarak alınan insanın ayırt edici özelliği ise ahlaklı olmasıdır. Kant’ın gayeci yaklaşımında nihai gaye ahlaktır.
Kant, tasarım deliline itirazlarını ateizm adına değil, bilinemezci (agnostik) yaklaşım adına yapmıştır.
Reklam
Burada düşünen zihnin maddi bedenle nasıl iletişime geçtiği, maddi bedeni nasıl hareket ettirdiği sorusu ortaya çıkar. Descartes bu felsefi sorunu biyolojik bir açıklamayla çözmeye çalışmıştır. O, beyindeki küçük bir epifiz bezi sayesinde bu ilişkinin kurulduğunu söyledi. Akıl sahibi ruhu, epifizde yerleşmiş; boru ve kanallarla oluşan yapay bir sistemde suyun akışını kontrol eden ve can ruhlarının akışını şu ya da bu uzva yönlendiren bir musluk başına benzetti.
Genişleyen evren her an farklı bir evren olmakta ve biz her an farklı bir evrende var olmaktayız.
Sayfa 51
Gayeselliğin sorusu “niçin”dir: “Niçin tuğlalar birleşir?” veya “Niçin Dünya Güneş’e bu mesafededir?” gayeyi öğrenmeyi amaçlayan sorulardır. Mekanik açıklamanın sorusu ise “ne” ve “nasıl”dır. Tuğlaların nasıl birleştiği veya Dünya’nın Güneş’e uzaklığının “ne”lere yol açtığı mekanik açıklama ile anlatılır.
Descartes’a (1596-1650) göre doğruyu keşfetmenin yolu matematikten geçer. Hiçbir alanda bulunmadığı kadar aklı doğru kullanmanın kuralları matematikte bulunur.Descartes’ın sisteminde, geometri, en zor ispatlara ulaşabilmek için başvurulacak en güvenli yoldur. Descartes Tanrı’nın varlığını kanıtlamada matematiksel yöntemi kullandığı gibi, doğa bilimlerinde de onun yönteminin temeli matematiktir.
Reklam
Galile engizisyon mahkemesinde (69 yaşındayken) yargılandı. Aslında Galile dindar bir insandı. İki kızı rahibeydi, kendisi ise Kutsal Ana Kilisesi’ne bağlıydı. Kiliseye zarar verdiğini değil, onu kurtarmaya çalıştığını düşünüyordu. Bu şahısların hiçbirinin Kilise ile çatışmak gibi bir niyetleri olmasa da bilimsel çalışmalarıyla vardıkları sonuçlar, Kilise'nin resmi görüşleriyle çatışıyordu. Onlar buldukları bilimsel sonuçların, Tanrı'nın varlığıyla ve gücüyle çelişmediğini düşünüyorlardı. Örneğin Galile, "Matematik Tanrı'nın, evreni yazdığı dildir." diyordu. Tanrı'nın yarattığı evrenin de Tanrı'nın bir kitabı olduğunu ve Tanrı'nın kitapları arasında çelişki olamayacağını vurguluyordu. Galile'nin bu gerçekleri, Kilise'nin, sarsılan otoritesini kurtarmak için onu yargılayıp tecrit etmesini engellemedi.
Bilimsel fikirleri ortaya atanlar toplumdan yalıtılmış bireyler değildir; bilimsel aktiviteler toplumun dışında yapılmazlar. Demek ki bilimin sosyolojik ortamla bir etkileşimi vardır; bu etkileşimin bazen bilimin objektif olma idealine zarar verebilecek veya vermiş olması bu gerçekliği değiştirmez.
Aristoteles felsefesi kendi döneminde olmadığı kadar tartışılmaz olmuştu ve dinselleşmiş bir şekilde Katolik Kilisesi’nin himayesine girmişti. Bu, Aristoteles’in bile tahmin edemeyeceği bir sonuçtu; kendisi adeta azize, felsefi-bilimsel sistemi ise bazı düzeltmelerle dine dönüşmüştü.
Müslüman düşünürlerde “evrim” görüşü olduğunu söyleyenler üç tip evrim kastetmektedirler: Bunların birincisi biyolojik evrimdir ve türlerin değişimi bu evrimin konusudur. İkincisi sosyal evrimdir ve medeniyetlerin gelişimi gibi faktörler buna dâhildir. Üçüncüsü ise insanın ahlaki ve manevi açıdan gelişiminin anlatan psikolojik evrimdir.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.