...Kemikler, ölüler, hayvanlar ve cinler bu köydeki herkes gibi ihtiyar adam için de gündelik hayata bağlı, bilindik şeylerdi.
...
"Memleket dediğin ölülerin kemikleridir." diyordu...
...Bu savaş ortamında, insanların gözlerinden ne 1 mutluluk okunuyordu ne de dinsel 1 coşkunluk; ancak 1tür delilik, zıvanadan çıkma, kendinden geçme gibi 1durum söz konusuydu. Sarhoş gibiydi herkes...
Köylülerin hükümetle, gücü olanlarla, devletle ne işleri olabilirdi ki? Devlet, ne tür olursa olsun Roma'dakilerin devletiydi; Roma'dakilerse, "Belli ki artık bizim Hristiyan gibi yaşamamızı istemiyorlar."dolu neyse toprak kayması neyse kuraklık neyse sıtma neyse; devlet de öyle bir şeydi onlar için. Bunlar kaçınılmaz birer felaketti, her zaman olmuş ve ebediyen olacaklardı. Bize keçilerimiz öldürtüyorlar, evdeki eşyalarımızı alıp götürüyorlar, şimdi de savaşa yolluyorlar bizi. Ya sabır!