On altı yaşındaydım ve kendimden kaçmak için müthiş bir arzu duyuyordum. Sesimden, bedenimden, peşimi hiçbir yerde bırakmayan aynaların sabitliğinden kaçmak için (...)
(...) O sıralar saçımı siyaha boyamaya karar verdim. Ama sadece saçımı değil. İçten içe siyah renge dönüşmeyi istiyordum: bütün aynalardan kaçabilecek bir boşluğa. Hep siyahlar giyiniyor, tımaklarımı ve dudaklarımı siyaha boyuyor, renk yokluğunda bir boşluk arıyordum.