Çerezlik ve güzel bir kitap. Yazım dili olsun konusu olsun bence güzel. Sadece herkese hitap etmeyebilir. Ben ilk 260 sayfayı tek oturuşta okumuştum son 90 sayfayı daha sonra okuyabildim ama asıl oralardan keyif aldım diyebilirim.
Duyguları olmayan sosyopat bir erkek karakter bir davette çalışanının nişanlışıyla dans ediyor ve onu ilk gördüğü andan beri ilk defa bir duygu hissediyor. Camille ise biyoloji öğretmeni ve nişanlı fakat nişanlısıyla ilişkileri asla daha öteye gidemiyor. Aslında nişanlısı Link ailesinin ölümünde ona çok destek çıkıyor hep yanında oluyor Camille'de onu zor döneminde sırtını yaslayacağı biri olarak görüyor. Yani ilişkilerini böyle özetleyebiliriz. Sebastian, Camille'yi kaçırıyor ve kimse suphelenmesin diye Camille bir gezideymis gibi gösteriyor.
Aslında Camille'nin bu karanlık tarafa ilgi duyduğunu farkediyoruz ve Sebastian'da ona istediğini vermeye hazır. Sebastian kadın karaktere takıntılı ama asla zarar vermeyen bir tip. Kitap benim için çok güzeldi ama Sebastian'ın çok fazla karanlık ve sosyopat kişiliğini göremiyoruz daha doğrusu biraz arka planda kalıyor. Ve Sebastian'ın çocukluğunun olduğu kısımlara bayıldım diyebilirim. Dark romance sevenlere öneririm.
Sebastian Lindstrom bu hikayenin duygusuz kötü adamı. Lindstrom Şirketi’nin CEO’su ve şirketin yaptığı gala gecesinde Camille’yi gördüğü anda kendisine ait olduğunu anlamıştı. Ama bir erkek arkadaşı vardı onun İçin önemsiz ama Camille için beyaz atlı prensti. Ama sorun yoktu çünkü Camille’i gördüğü anda planlarını uygulamaya başlamıştı. Galada
Dark roman diye değerlendirdiğim kitaplardan zira kadın kendisini tutsak edene aşık oluyor ? Kendisini tutsak eden güçlü zengin ama duygulardan yoksun bi karakter
Kaçırılana kadar romantık bir ilişki içindeyken tüm duyguları değişiyor
Burda sorgulatan soru şu ;kendisini kaçıran duygulardan yoksun olan bu adam fakir ve güçsüz bir karakter olsaydı başkahraman bu kızımız yinede aşık okur muydu ?
Babam, onun deyimiyle kurnaz olmam için yıllarca uğraşmıştı; böylece kusursuz görünen bir oyuncağa, kibar bir kuklaya dönüşmüştüm. İplerimin çekildiği yere göre hareket ederdim. Gerektiğinde gülümser, gerektiğinde baş sağlığı dilerdim.