Saklasam, Kelime'yi saklayan bir Meryem rahmi gibi... Ömer Lekesiz
Kelimeleri saklamak mıdır bir yazarın tüm çabası? Kelimeleri ortaya koyarken neyi nasıl saklayabilir ki yazar? Kimse şahit olmasa yazdıklarına, kalem şahitlik eder!
Hz. Meryem Kelimetullah'ı dünyaya getirdikten sonra neden söz orucu tutmuştu sahi? Kelimelere sığdıramadıklarımızı neden sükût ile anlatma/örtme zaruretine düşeriz? Sükutu hiç bir kalem yazamaz! Sükût, kalemi şahit tutamayışımızdır. Sükût hem aczimiz, hem kemalimiz .
Yontulan her kalemin kaderinde yazmak var mıdır? Her yazı mutlaka bir kalemle mi yazılır?
O, Kalemle yazmayı öğretmiştir. O halde kalem insanın yazıdaki kaderidir.
Kalem sözümüze vekalet edip bize asla kifayet etmeyen bir sır...
Yontulan her kalem, kaosa girmiş dünyayı yontmaya yarayan bir araç... Yeni dünyaların yaratıldığı bir kutup kalem.
Kalem henüz yazarken, yazılan şey ne çabuk değişiyor. Mürekkep kurumadan her şeyimizle eskiyoruz.
Kalem gerçekle hayal, insanla insan arasındaki metruk köprü.
İtiraf edeyim düşüncelerimi toplamakta oldukça zorlandım. Birçok cümleyi buraya alamadım. Yazmak ve kalem üzerine okadar çok şey yazılabilir ki!
Daha önce öykülerini okuduğum Cemal Şakar'ın "kalemler" üzerine yazdığı nefis bir kitap. Kalem derken yazarları kastediyorum. Yahya Kemal bir kalem mesela, Yakup Kadri ayrı bir kalem...
Okumanın nasıl yapılması gerektiğine dair insana yeni ufuklar açabilir. Dikkat, okumanın en ciddi ayrıntısı...Dikkatli bir okur metinler arası ilişkiyi çok daha zevkli ve derin bir hale getirebiliyor. Nâçîzâne tavsiye edeceğim.