En Eski Cevâd Alî Gönderileri
En Eski Cevâd Alî kitaplarını, en eski Cevâd Alî sözleri ve alıntılarını, en eski Cevâd Alî yazarlarını, en eski Cevâd Alî yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kur’an’ın İndiği dönemde yaşayan Arabın bilgi birikimi, din anlayışı, ufku, zihin dünyası ve bilimsel birikimi deşifre edilemeden Kur’an anlaşılamaz. Bir başka İfade ile gerçekten Kur’an’ı anlamak istiyorsak indiği tarihi, bihakkın bilmemiz gerekir.
Sayfa 7 - Takdim yazısı - Mehmet Mahfuz SÖYLEMEZKitabı okudu
Bir Müslümana, “Namaz veya İbadet nasıl farz kılındı?" diye sorulsa, genellikle bu sorunun cevabı “Bimiyorum, Allah onu bize farz kıldı, o kadar.” şeklinde olur. Bu soru bir Yahudi veya Hıristiyana sorulsa, onun cevabı da benzer şekilde olur. Genellikle insan herhangi bir araştırma ve sorma İhtiyacı duymaksızın birtakım âyin ve ritüellerde bulunur.
Sayfa 9Kitabı okudu
bir kimseyi kendilerine imam olmak üzere
İslam’da namaz İmamlığı, bir vazife ve tevârüs eden bir makam değildir. Bu görev namaz kılanlara bırakılmıştır. Aralarından seçtikleri bir kimseyi kendilerine imam olmak üzere öne geçirirler, namaz sona erince, o kimsenin onlara İmamlığı da sona ermiş olur.
Sayfa 29Kitabı okudu
Namaz imamı, maddi bir ücret almaz.
Namaz imamı, maddi bir ücret almaz. Zira onun imamlığı gönüllü ve geçicidir. İslam dinine göre deli olmayan, dininin gereklerini bilen her Müslümanın namazda diğer müminlere imam olması câizdir.
Sayfa 29Kitabı okudu
hadîs kitapları ile siyer ve tarih
Kezâ Kur’an’da namazın nasıl kılınacağı ve rek’at sayılarının kaç olduğunu da bulamıyoruz. Bu yüzden bahis mevzuu konuyu araştırırken bütün dayanağımız, hadîs kitapları ile siyer ve tarih âlimlerinin eserleri olmaktadır.
Sayfa 35Kitabı okudu
Rasûlullâh (sas)’ın ashâbından evi bulunmayan yoksul kimseler, mescidi bir sığınak ve barınak yeri edinmişlerdi. Orada uyuyorlar ve başka bir sığınakları olmadığı İçin orada gölgeleniyorlardı.
Sayfa 109Kitabı okudu
İslam öncesi rüku ve secde
Araba gelince o, [herhangi bir şeye) rüku ve secde yapmayı
zül addeder. Bunu bir zillet, çirkinlik ve alçaklık olarak
görürdü. O, secde yapmaktan özel olarak hoşlanmaz.
Araplara göre secde eden birey secde esnasında vücudunun
arkasını kaldırmış olur. Kişinin dübürünü yukarıya kaldırması ise çirkin bir davranıştır.
Sayfa 29 - Ankara okulu yayınlarıKitabı okudu
Pehlevi metinlerinde ise Tacik (Tadgik, Tachik, Tashik) kelimesi Arab'ın karşılığı olarak kullanılmıştır. Farsçadaki Tazi kelimesi de bu anlamda kullanılmıştır. [Zira onlar] Ermeniler, Araplar ve Müslümanlar için Tecek (Tachik) kelimesini kullanıyorlardı. Çinliler de Tşi (Tashi) kelimesini bu amaçla kullanmışlardır. İslam'a giren Orta Asya halkları da bu isimle tanınmıştır. Türkler de bu isimlendirmeden etkilenerek İranlılara Tecek adını vermişlerdir. Hatta zamanla Türk dilinde Tecek kelimesi İranlı anlamına dönüştü.
Bazı bilginler Tacik (Tecek, Tazik) kelimelerinin, Tayy kelimesinin kökünden geldiğini ileri sürmektedirler. [Bununla birlikte] FarsÇa Tazi kelimesi, boş ıssız arazi anlamındaki Taz'dan türetilmiştir. Kelimenin bu şekliyle çöl halkı anlamı vardır. Bu sebeple bazı araştırmacılar Tazi kelimesini bu anlamla ilişkilendirerek, çöl sakini olmakla şöhret kazanan Araplara özel isim olarak verilmesinin nedeninin bu olduğunu ileri sürmüşlerdir. [Bu iddialar bağlamında] Hamza el-İsfehani'nin, İranlıların Arapların atası olan Tac b. Fervan b. Siyamik b. Muşa b. Kiyumers'e nispetle Araplara Taciyan kelimesini, özel isim olarak verdiklerini iddia ettiğini de [not etmek gerekir].
Sayfa 35Kitabı okudu
