Bu dönemde Türkçe kaba ve yetersiz görülüyor, onunla ahenkli şiir yazılamayacağı ileriye sürülüyor; hele ilk zamanlarda şairlerimiz doğrudan doğruya Farsça ile yazıyor; Aşık Paşa’nın dediği gibi, ‘Türk diline kimseler bakmıyor, Türk’lere asla gönül akmıyor’du.