Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Cezmi Ersöz

Cezmi ErsözŞizofren Aşka Mektup yazarı
Yazar
7.2/10
1.458 Kişi
10,1bin
Okunma
558
Beğeni
42,2bin
Görüntülenme

En Yeni Cezmi Ersöz Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Cezmi Ersöz sözleri ve alıntılarını, en yeni Cezmi Ersöz kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Durup içimde gizlediğim sevgiyle korkusuzca yüzleşmern gerektiğini anlayamadım. Ne çok yalnız, ne çok kendime rağmen yașadığımı anlamam, öyle gecikmişti ki!.. Geçmişte ne denli yaralanmıșsam, iște o kadar gecikmiști. Ne çok kırılıp kullanılmışsam, insanlara duyduğum o aptalca güven ne çok alaya alınmışsa, o kadar ertelenmişti.
Sayfa 43 - TEKİN YAYINEVİKitabı okudu
"Sakla içindeki sevgiyi, kazan, güçlü ol; o zaman içindeki herşey senin! "demişti, içimdeki bir ses bana.
Sayfa 43 - TEKİN YAYINEVİKitabı okudu
Reklam
Oysa çok eski bir masaldı inandığım; ben ancak herkesin mutlu olduğu bir dünyada kavuşabilirdim sevdiğim insana. Çok eski bir masaldı inandığım. Çocuktum o zamanlar... Yalan nedir bilmezdim... Görünen, bana söylenen neyse en çok ona inanırdım. İnsanların sadece bir yüzü var sanırdım. Ve ben ömrümün o en saf yıllarında en çok o yüze sarıldım. O yüze inandım. Sonra o yüzü, o biricik, o vazgeçilmez yüzü kalbimdeki en gizli, en derin yere sakladım. Beni öyle küçümsemişler, öyle kırmışlardı ki, o yüzü hak edebilmek için onu bu dünyadan gizleyip en derinime saklamam gerektiğini öğrenmiştim. Tek bildiğim savaşmam gerektiğiydi ve kazanmam... Duygularımı, hayallerimi gizleyip kazanmam...
Sayfa 42 - TEKİN YAYINEVİKitabı okudu
Ayrılık değil, özlemek hiç değil, en büyük acı, bu giderek büyüyen boşlukmuş... En buyük dert, kimi özlediğini, kimi sevdiğini bilememekmiş... En büyük kayboluş, sevip sevip sonunda kimi sevdiğini bilememekmiş...
Sayfa 41 - TEKİN YAYINEVİKitabı okudu
Yağmur yağıyordu, kesik kesik... Tıpkı, ömrümüz gibi... Gecenin kimsesiz sokaklarında dalgınlığına kaçan, bir mürekkep balığıydım artık...
Sayfa 40 - TEKİN YAYINEVİKitabı okudu
İşte, beklediğim o son gelmişti. Peki, kimi cezalandırıyordum? Seni mi? Onu mu? Yoksa içimdeki fahişeyi mi? Belki de sadece, üçümüzün kaderlerini kesiştiren, bir türlo parçası olamadığım, iyiliğini kötülüğüne karıştırarak ruhumu kıyılarına savuran bu acımasız hayatı cezalandırıyordum...
Sayfa 39 - TEKİN YAYINEVİKitabı okudu
Reklam
Zaman zaman, sevişme bitip de yalanlarımın o soğuk yüzüyle yüzleşince, gözyaşlarına boğulurdum. Böyle anlarda, ben paramparça ruhuma ağlardım; o ise gözyaşlarımın yaşadığımı zannettiği bu gerçeküstü öykülerin şokundan kaynaklandığını düşünürdü. İçimdeki masumiyeti ve kanayan benliği, bu kadar saklardım, işte ondan... Yalana bir defa batınca, geri dönüşün yoktur...
Sayfa 35 - TEKİN YAYINEVİKitabı okudu
Ona boyun eğer gibi görünür, sonra o soğuk o yağmurlu istanbul gecelerinde, onun istediği gibi pahalı otellerden birine değil, kendi evime giderdim. Saatlerce koltukta oturur, sigara üstüne sigara içer, aslında gerçek olmayan bir dünyada hapsolan ruhuma ağlardım.
Sayfa 34 - TEKİN YAYINEVİKitabı okudu
Açlığını duyduğum senin sevgindi, cinsellik değil... Ne onda, başka birinde, ne de dünya üzerinde hiçbir yerde olmayan, sadece ruhunun o karanlık, o bin bir gizemle dolu bahçesinde gezinirken, hissedebildiğim sevgin...
Sayfa 34 - TEKİN YAYINEVİKitabı okudu
"Madem ki fahişe ruhlusun; madem, içinde bu var: o zaman bu yanınla barış ve özgürce yaşa!" "Seni özgür bırakıyorum; git,"
Sayfa 34 - TEKİN YAYINEVİKitabı okudu
Reklam
Sen, benim içimdeki O masum, şefkatli, iyilik dolu benliğimdin. Eğer seni ele geçirirse, O benliğimi de ele geçirmiş olacaktı. Bu da ölümüm demekti...
Sayfa 33 - TEKİN YAYINEVİKitabı okudu
Bir şizofrendim artık... Yalanlar söylüyordum, hem sana hem de ona.. Kendimi tanıyamaz olmuştum. Hangisi bendim? içimdeki, güzelliğiyle dünyayı elde etmeye kışkırtılmış, karanlık ve ilgi tutsağı kadın mıydım; yoksa ugruna hayatından vazgeçmeye hazır olduğu aşkına mahkûm, ezilmiş, kapılarda brakılmış, verdiği güven ve taşıdığı masumiyetle sana cazip gelmeyen o sevdalı kadın mı? İkisi de olmak istemiyordum. Ama ikisinden de vazgeçemiyordum. Sanki biri olmazsa, diğeri yıkılacak gibiydi. Birbirinden nefret eden ve birbirinin varlığına tahammül edemeyen bu iki benlikle yalnız kaldığımda, çıldıracak gibi oluyor, ağır ağır ruhumu öldürüyordum. Artık yalnız kalmak dayanılmaz olmuştu benim için. Seni göremediğim zamanlar ona gidiyor, onu göremediğim zamanlar sana sığınıyordu. İçimdeki bu birbirine aykırı iki kadın, beni durmadan diplere çekiyordu.
Sayfa 32 - TEKİN YAYINEVİKitabı okudu
Bu biraz da ve ilişkimizin özetiydi aslında. Bir meleğe, bir yeryüzü Tanrısına bu vefasızlığı, bu hoyratlığı yakıştıramayacak kadar dünyadan kopuk bir kadın... Ve ondan kendisine hayat kadar kötü davranmasını isteyen, bu hayatın iyi ve kötü yanlarının tam da ortasında yaşamaya mahkûm olmuş bir adam... İki çaresiz sürgün...
Sayfa 30 - TEKİN YAYINEVİKitabı okudu
Gözüm hiç kimseyi görmüyor, seninkinden başka hiçbir aşk beni ilgilendirmiyor, içinde senin olmadığın bir hayat beni hiç cezbetmiyordu...
Sayfa 30 - TEKİN YAYINEVİKitabı okudu
Oysa sen benim meleğimdin. Hayatın tüm kötülüklerinden arındığına inandığım, ömrünü başkalarının iyiliği için harcamaya hazır, O incecik düşünen ve yüreğindeki kırgın masum çocuğu incitmeye kıyamayacağım, dünya meleği... Senden gelen her acı, kabulümdü, bu yüzden; kutsaldı... Sen benim yeryüzü tanrımdın. Tanrılar sorgulanmaz, bilirsin.. Ben de sana, hiç sorgulamadan taptım. Ve sana hayattan daha kötü davranamazdım...
Sayfa 28 - TEKİN YAYINEVİKitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.