Christopher Bird

Bitkilerin Gizli Yaşamı yazarı
Yazar
9.8/10
11 Kişi
35
Okunma
0
Beğeni
774
Görüntülenme

Christopher Bird Gönderileri

Christopher Bird kitaplarını, Christopher Bird sözleri ve alıntılarını, Christopher Bird yazarlarını, Christopher Bird yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
türcülük ve insan merkezli algıdan vazgeçersek hayat daha da güzel olur
Doğanın ruhunu, mantığını, dilini anlamaya yeni başlıyoruz. Bitkilerin 'iç dünyası'yla aramızda yetmiş yedi mühür var henüz.
Sayfa 115
göz yaşıyla yaşamı yeşertmek; geç kalmadan
Aşırı kentlileşmiş Sovyet gençliğinin yüreğinde doğa tutkusunu yeniden yaratmaya çalışan Soloukhin, küf kokulu bir hücreye kapatılan bir tutsağın öyküsünü anlatmaktadır. Sözkonusu tutsak, iyi yürekli bir zindancının kendisine verdiği eski bir kitabın sayfaları arasında, toplu iğne başmdan daha küçük bir tohum bulur. Yıllardan beri ilk kez gördüğü bu yaşam belirtisiyle coşkuya kapılan adamcağız, bu minicik tohumun, hapishane dışındaki koskoca dünyanın zengin ve şen bitki krallığından geriye kalan tek varlık olduğunu düşler. Tohumu, hücrenin güneş ışığından pay alabilen tek köşesindeki bir parça toprağa, eker ve gözyaşlarıyla sulayarak bir mucizenin gerçekleşmesini beklemeye koyulur.
Reklam
yaşam komünaldır: bitkiler öğretiyor
bilim adamları bitkiler arasındaki dayanışmayı da ortaya çıkarmışlardı. Sulanan bitki, bir yolunu bulup, susuz kalmış komşusuyla paylaşabiliyordu bu suyu. Bir araştırma enstitüsünde cam bir kaba dikilen mısır, haftalarca susuz bırakılmasına karşın ölmedi. Çevresinde bulunan ve normal koşullar altında tutulan öteki mısır bitkileri kadar sağlıklı kaldı. Sovyet botanikçilerine göre, sağlıklı bitkiler bir yolunu bulup kavanozdaki «tutsağa» su aktarıyorlardı. Bunun nasıl gerçekleştiğini kestirmekse, şimdilik olanaksızdı.
ŞAŞIRMAYIN!belleği olan sadece biz değiliz
Şaşırmayınız! Bitkilerin belleği var. İzlenimleri algılama ve bunları uzun süre saklama yetisine sahipler. Adamın bîrine bir sardunya verdik. O da çiçeğe günlerce kötü davrandı, hattâ işkence etti. Çimdikledî, kopardı, yapraklarına iğne batırdı, canlı dokuları üzerine asit damlattı, kibritle yaktı, köklerini kesti. Bir başka adamsa, aynı sardunyaya candan bir yakınlık gösterdi. Suladı, toprağını havalandırdı, üstüne su püskürttü, ağırca olan dallarının altına destek koydu, yanık ve yaralarını tedavi etti. Bitkiyi elektrotlarla aygıtlarımıza bağladığımızda ne oldu dersiniz? İşkenceci, bitkinin yanına yaklaşır yaklaşmaz, kayıt aygıtı çılgına döndü. Bitki yalnızca «sinirlenmiş» değildi; korkmuştu, dehşete düşmüştü! Elinden gelse ya kendini pencereden aşağı atacak, ya da işkencecisine saldıracaktı. «Kötü» adamın odadan çıkıp «iyi» adamın yaklaşmasının üstünden saniyeler geçmemişti ki, sardunya yatışıverdi. Dalgalanmalar söndü, kayıt aygıtı düz —nerdeyse mutlu denebilecek— çizgiler çizmeye başladı.
Sayfa 112
Genelde bir bitki bir insanın ruhsal durumlarına yanıt veriyorsa, güçlü bir duygusal sarsıntıya da kesinlikle tepki gösterecektir. Ama korku, mutluluk, üzüntü? Bunlar isteğe bağlı olarak nasıl oluşturulabilir? İşte hipnoz, bu güçlüğü ortadan kaldırabilecektir. İyi bir hipnozcu, üstünde çalıştığı kişide çok değişik ve aynı zamanda yeterince güçlü duygulanımlar yaratabilir. O kişinin duygusal dünyasına girebilir. Bizim deneylerimiz için gerekli olan da, tam anlamıyla buydu işte.
kuantum fiziğinin de ıspatladığı gibi: kollektif bilinç
Bitkilerin çevrelerindeki dünyayı algılayabilecekleri gerçeği, dünyanın kendisi kadar eskidir. Algılama olmaksızın uyum da olmaz, olamaz. Bitkilerin duyu organları bulunmasaydı ve kendi dilleri ve bellekleriyle bilgi aktarabilecek ve işleyebilecek olanakları olmasaydı, eninde sonunda yok olur giderlerdi.
Reklam
235 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.