Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çiğdem Demirhan

Çiğdem DemirhanLoş İklimlerin Hayvanları yazarı
Yazar
7.6/10
60 Kişi
166
Okunma
20
Beğeni
1.692
Görüntülenme

Öne Çıkan Çiğdem Demirhan Gönderileri

Öne Çıkan Çiğdem Demirhan kitaplarını, öne çıkan Çiğdem Demirhan sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Çiğdem Demirhan yazarlarını, öne çıkan Çiğdem Demirhan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kalbimin içinde her gün aklımdan geçirdiğim, hatta bazen saat başı adını andığım insanlar var. Kimisini affedemiyorum, kimisi beni affetmiyor. Özlemekten nefesim daralıyor bazı anlar. İçimden kurduğum cümleler, uyurken kulaklarına üflensin diye dualar ediyorum bazı geceler yatakta.
Reklam
Demek içiniz bir damla uykunun dahi içeriye sızamayacağı kadar doldu. Demek zaman, sözcükler ağzınızdan döküldüğü an dondu.
"İnsanları arkadaş canlısı kılan, yanlızlığa ve yanlızlık içinde kendi kendilerine katlanma yetersizlikleridir." Arthur Schopenhauer
İç sıkıntısı kötü bir his değildir her şeye rağmen. İnsan o sıkıntının içinde gonca bir gül gibi katman katman açılıyor.
Reklam
"Ey gitmek! Sesin kısık, bunalmış güzelliğin. Hangi yüreğe girersen gir ülken yok senin." Şükrü Erbaş
Birisinin senin için hayatında açtığı yeri büyütemeyeceğini, biri seni yaşamına ne kadar dâhil ediyorsa onun için o kadar var olabileceğini o an anladım.
Her anahtar yalnızca kendini bekleyen kapının kilidini açardı. İnsan bunları ne zaman kabulleniyordu da elindeki kılıçla tüm dünyaya karşı savaşmaktan vazgeçiyordu? Kaç uykusuz geceden sonra kendi kalbini yavru bir serçe gibi avuçlarının içine alıp okşamaya başlıyordu? Kaç veda sonrası evim diyebileceği bir düzlükte huzur buluyordu?
Yalnız kalmayı bir anlık bir his zannediyorlardı. Yalnızlığın bir durum değil, içinde kaybolunan bir orman, geçilemeyen bir deniz, aşılamayan bir düzlük olduğunu bilmiyorlardı.
Sayfa 106Kitabı okudu
Reklam
Ah...
Sesinde kurulmuş salıncaklar var. Boş salıncaklar. Tahtadan. Sesinde kırlangıçlar. Dallarında durgun, uçmayan. Sesinde derelerin denizlere karıştığı yerler var. Sesinde bir incirin olgunlaşıp dalından düştüğü an var. Sesinde kurutulmuş patlıcanlar. Acısı çıkmış, doldurdukça dolmayan. Sesinde kanmış bir balığın bir oltaya takıldığı anki pişmanlık var. Sesinde uzanan eller. Vaktini hep kaçırmış, hep sonradan. Sesinde üzerime sinen duman kokusu, yanan bir şeyler, söndürülemeyen büyük orman yangınları var. Sesinde kafesinin kapısını açık gören bir kuşun şaşkınlığı. Yine de kaçmayan. Sesinde yeni toplanmış biberiyeler, defne ağaçları, çınar yapraklan var. Sesinde sokakta ip atlayan çocuklar. Sesinde bir elekten dökülen un gibi pişmanlıklar. Sesi geri gelmeyeceğini bildiğin birine son kez sarılmakla aynı tohumdan çıkar.
Birbirlerini birdaha hiç görmemişler ama hep anımsamışlar. Anımsarken gülümsemişler. Ve zaten bu yeterliymiş.
Canım istediği kadar ocak başında oturup üzerime sinen soğan kokusuna aldırmadan közlenmiş biberler, terbiyeli etler, acılı ezmeler ve rakımın yanında mütemadiyen fava yiyorum. Hiç bir bakla bir daha çiçek açmayacakmış gibi keyifle, kızarmış ekmeğimin üzerine bir çatal fava koyup ağzıma götürürken içimde çok yetenekli biri piyanonun tuşlarına basıyor, tohumu ender bulunan çiçekler filiz veriyordu.
Sayfa 38
Başkası yapsa nefret edeceğim şeylerin nasıl olup da sen yaptıktan hemen sonra bu kadar normal şeylere dönüştüğünü anlayamadığım bir yer.
Sayfa 135
699 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.