David E. Stannard Sözleri ve Alıntıları
David E. Stannard sözleri ve alıntılarını, David E. Stannard kitap alıntılarını, David E. Stannard en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kurda zehirli et koyuyor,kızılderiliye ise çiçek mikrobu bulaşmış battaniyeler veriyordu.
Sayfa 471Kitabı okudu
Kızılderili Katliamı
Hükümet destekli diğer Kızılderili ölüm yürüyüşleri gibi,bunda da yerli erkek, kadın ve çocuklar, kasti olarak, kolera ve öteki salgın hastalıkların yüksek olduğu bölgelere götürüldü; yürüyüşün hükümetteki destekçileri, yine diğerlerinde olduğu gibi, Kızılderilileri bozuk un ve kokmuş etle besliyor, yerli halkı dondurucu yağmur ve soğukta yürütmeye devam ediyorlardı.
Sayfa 251
İngilizlerin İrlanda'yı işgali
İngilizler İrlanda'yı işgalleri esnasında başka bir yönden de İspanyolları taklit etmişler, çok yüz sayıda İrlandalıya işkence ederek öldürmüşlerdi.
Sayfa 437
"Savaşta bazılarımız ölecek;ancak onların (Kızılderililerin) hepsini yok edeceğiz.". Bu sözler 1807 yılında Amerika'nın kurucularından Jefferson'a aittir. Eğer bu sözler,1939'da bir Alman lider tarafından Avrupa yahudilerine yönelik olarak söylenmiş olsaydı modern hafızaya kazınırdı. Ancak bunlar, Güneyin köle sahibi özgürlük filozoflarından birçoğunun hayran olduğu, Amerika'nın kurucu babalarından biri tarafından söylendiğinden dolayı, Jefferson'ın bilgelik ve insancıllığını ısrarla göklere çıkaran birçok tarihçi tarafından etkisiz kılınmışlardır.
Sayfa 245
Batının dini de ilmi de ortada iken bunlara temayül eden karaktersizlere gelsin!!
Hiristiyanlin özel mülkiyet hakkı tamamen seküler gerekçelerle mazur gösterilirken Protestan Etiği nasıl Kapitalizm Ruhu'na dönüstürüldüyse, Amerika da aynı şekilde Kurtarıcı Ülke olarak karsı konulamaz ve aşikâr kaderini tahakkuk ettirerek Amerikan İmparatorluğu hâline geldi.
İngilizlerin İrlanda'yı sömürmesi
İngiliz yağması tam bir yüzyılda İrlanda'nın zengin kereste kaynaklarını, ülkenin yaklaşık 12'sini kaplayan bir alandan pratik olarak sıfıra düşürmüştü.
Sayfa 437
Hayvandan daha aşağı uzun bacaklı beyaz adam
Bugün, Atlantik hattını ilk geçen o dünyaperest adamların kaçının bu dünya görüşünün bağnazlık derecesinde atesli savunucuları olduğunu ve kaçının hiç düşünmeden bu görüşü toprak, servet ve güce yönelik tamahkârca arayışlarını kuşatan dini çerçeve olarak kabul ettiğini bilmek imkânsızdır. Bazıları ruh arayışındaydı. Çoğu da hazine veya yerleşecek toprak peşindeydi. Ama tek tek teolojik bilinç düzeyleri ne olursa olsun,
bunlar, bu Yeni Dünyada ilkin yeni bir Cennetin bekçileri gibi görünen ancak çok geçmeden onların gözünde bizzat şeytani ahlaksızlığın temsili haline gelen, hayret edilecek kadar çok yaratıkla karşılaştılar.
Müslümanlara, Afrikalılara, Kızılderililere, Yahudilere, Çingenelere ve diğer dini, ırksal ve etnik gruplara karşı böylesine canla başla, doymaz bir arzuyla soykırımlar yapan o insanlar neydi?
Bugün hâlâ böylesine toptan bir katliama devam edenler nedir?
Kızılderili halkının gelecek kuşağını oluşturacak olan erkek ve kız çocuklarının öldürülmesi..
soykırım..
"Tehlike, unutmakta yatar. Ancak unutmak sadece ölüleri etkilemez.
Eğer zafer onun olursa, dünün külleri yarına yönelik umutlarımızın da üzerini örtecektir.."
Edward W. Said'in deyişiyle molojisi'ni kullanırsak -ABD, Israil, Güney Afrika ve Avustralya'nın aralarında bulunduğu bu tür toplumların kabul gören tarihleri genellikle Said'in sözünü ettiği yerli halka ilişkin "bilgilerin unutulması"yla başlar. Başka bir gözlemcinin ilave ettiği gibi, yerli halklar birçok genel tarihte bölgenin hayvanları ve bitki örtüsüyle aynı muameleyi görür: "Çeşitli bilgiler kategorisine dahil edilirler... vs.' sahasında yer alırlar."
"tehlike,unutmakta yatar.ancak unutmak sadece ölüleri etkilemez.eğer zafer onun olursa,dünün külleri yarına yönelik umutlarımızın da üzerini örtecektir."
Sayfa 16Kitabı okudu
"Amerika kızılderililerinin imhası,dünya tarihinde kıyas kabul etmeyecek,en büyük çaptaki soykırım girişimidir."
Sayfa 11Kitabı okudu
Adaların yabanıl ekolojisinin ciddi tehlikeye düşmesi,ancak İspanyolların gelişinden , özellikle de bunların başıboş kalıp vahşileşen köpek ve donuzlarını ortalığa salmalarından sonra olmuştur.
Sayfa 110
Manastırların kuruluşu
Hakikaten cinselliği reddeden münzevilerin hayatı Hıristiyanlar arasında öyle rağbet görüyordu ki, zamanla gerçek bir münzevi hayatının yaşanabileceği yalnızlık ortamını bulmak iyice zorlaşmaya başladı. Münzeviler önce küçük topluluklar halinde yaşamaya başladılar,sonunda da manastırları kurdular.
Sayfa 326