En Eski Doruk Ateş Sözleri ve Alıntıları
En Eski Doruk Ateş sözleri ve alıntılarını, en eski Doruk Ateş kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Ankara yağmuru
Yağmur bu şehirde ilkbaharda güzeldi; kendi, içindeki insanları temizliyormuş gibi yağar, toprak kokusunu ciğerlere doldururdu. Ankara'nın sevmediği tek özelliği, soğuk ve sert yağan, insanı üşütürken içini yakan kış yağmuruydu. Bu şehre ait değildi; kirli bir coğrafyadan, insanlarının temiz olmadığı yerlerden ithal gibi çamur getirirdi.
“..Sahipsiz cenazelere ait mezarlar tekrar tekrar satılmıştı.Yakup bir an kimsesiz ölüleri hiçbir zaman ev sahibi olamamış kiracılar gibi düşündü.Ne yer üstünde ne yer altında huzurla yatamayan insanlar..”
Yaraları çoktan kabuk bağlamıştı.
Sayfa 15 - Limos YayınlarıKitabı okudu
Yeni bır vicdan muhasebesi yapacak gücü kendinde bulamadı.
Sayfa 37 - Limos YayınlarıKitabı okudu
Şimdi fail maktul, maktul fail mi olmuştu?
Sayfa 58 - Limos YayınlarıKitabı okudu
Geriye sadece yoksullar ve duvarlardaki kırmızı boyayla yazılmış hayaller kalıyordu.
Sayfa 82 - Limos YayınlarıKitabı okudu
Bu ev, bina, sokaklar ve mahalle benim anılarımın tümü.
Sayfa 147 - Limos YayınlarıKitabı okudu
Dışarıda, yağmur öncesinin ürkütücü griliği tüm şehri kuşatmıştı.
Sayfa 175 - Limos YayınlarıKitabı okudu
Katil ölüm belgelerinden neyi öğrenmeye çalışıyordu? Ölülerden ne öğrenebilirdi?
Sayfa 235 - Limos YayınlarıKitabı okudu
Şeytan geceleri babamı korkutmak için geliyordu.
Sayfa 284 - Limos YayınlarıKitabı okudu
Elimi attığım her yerden acı bulaştı ruhuma.
Sayfa 288 - Limos YayınlarıKitabı okudu
Tarih ders almak için vardı, unutmak ve hatırlamamak için değil.
Sayfa 332 - Limos YayınlarıKitabı okudu
Yorgundu, onunla oyun oynayacak durumda değildi.
Sayfa 401 - Limos YayınlarıKitabı okudu
Yakup ara sıra emniyet koridorlarında selamlaştığı meslektaşını hatırladı. Deri ceketi, her daim yüzünü gizleyen kirli sakalı ve ağzında sürekli sigarasıyla gezinen başkomiser, cinayet işlerinin piriydi. Ama kızının cenaze törenine bile gelemediğine göre uzunca bir zaman daha kendini toparlaması mümkün değildi. O da kendisi gibi çocuğunu toprağa vermeye kıyamamıştı.
Sayfa 50 - LimosKitabı okudu
"Erken değil mi?"
"Geç bile kaldım. Şarap her vakit içilir, parası ödenmiş bir dilberin her vakit öpülebileceği gibi."
Sayfa 318 - LimosKitabı okudu