İbn Abbas buradaki mananın;
"Allah'ın dinine sarılın" şeklinde olduğunu belirtir ibn Mesud bununla "cemaat’in kastedildiğini söyler ve şöyle der:
"Cemaate sarıl,zira o Allah'ın kendisine tutunmayı emrettiği ipidir.
Cemaatte ve itaatte var olup da hoşlanmadığınız şey,ayrılıkta var olup da hoşlanmadığınız şeyden hayırlıdır."
Bizi affet: Günahlarmizi bağışla ve sil.
Magfiret et: Günahlarımızı ört ve bizi rezil etme.
Bize rahmet et!: Bizler ancak senin rahmetinle masiyetleri terk eder,sana itaatle amel ederiz.
Bizim mevlamiz sensin: Bize yardim eden, bizi koruyansın ve velimizsin. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et! (286)
İmam Kurtubî (rahimehullah) der ki;
“Müslüman bir baba için en büyük göz aydınlığı, en büyük mutluluk; eşini ve evlatlarını Allah’a itaatkar olarak görmesidir.”
(6.cild / s.99)
Allah da: "Kim inkar ederse onu az bir süre faydalandırırım" "Kafiri de eceli gelinceye kadar rızıklandırırım" anlamındadır. Bunun sebebi, Allah`u Teala`nın, mümin olsun, kafir olsun tüm mahlukata rızık vermeyi va`detmesidir. Ayette bunu "az" olarak nitelemesi, dünya hayatındaki faydalanmanın (ahirete nisbetle) az olması sebebiyledir.
Rivâyet edildiğine göre bir adam ibn Abbas'a
"Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berakatuhu" diye selam verir ve sonuna baska bir şey daha ekler.
Bunun üzerine ibn Abbas
"Selam berakatuhu'da biter"uyarısında bulunur.
(İmam Malik)
Yahya İbnu'l-Cezzar,Ali ibn Ebi Talib'i (radiyallâhu anh) şöyle derken duyduğunu söyler:
“Allah cahilleri neden öğrenmediklerine dair hesaba çekmeden önce,
alimleri neden öğretmediklerine dair hesaba çeker."
232-Kadınlar boşadığınızda, iddetleri bittikten sonra, aralarında maruf bir şekilde anlaşırlarsa eski eşleriyle nikahlanmalarına engel olamayın. Allah'a ve ahiret gününe inanan kimseye (Allah) öğüt verir.
Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir.
Allah bilir, siz bilemezsiniz.
Tefsiri:
Kadınlarını boşayıp iddetlerinin bitme vakti
Kays İbn Ebi Hâzim şöyle der:
Ebû Bekir es-Sıddîk’in (Radiyallahu anh)
şöyle dediğini duydum:
"Ey insanlar,sizler'Ey iman edenler!
Kendinizi (günahlardan koruyun);siz hidâyet üzere olduğunuz takdirde,sapan kimseler size zarar veremez"âyetini okumaktasınız.
Ben ise Rasulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem)
şöyle dediğini duydum:
"İnsanlar bir münker görüp de onu değiştirmediklerinde,
Allah'ın azabıyla onları kuşatması yakındır."
(Ebu davud)
Ey iman edenler! Belirli bir süreliğine birbirinize borçlandığınızda bunu yazın:
İbn Abbas (Radiyallahu anhuma)şöyle der:
Allah'u Teala ribayı (faizi)haram,selem'i ve bir süre belirlenerek yapılan borçlanmalar helal kıldı ve şöyle dedi:
"Ey iman edenler! Belirli bir süreliğine birbirinize borçlandırdınızda bunu yazın."
Abdullah İbn Mesud (ra) buyuruyor:
"Allah katında en büyük günahlardan biri; kişinin “Allah'tan kork” dediğinde, karşısındakinin ona “Sen kendine bak” demesidir."
[Tefsirü’l-Beğavî, 1, 236]
Amr ibnu'l-Âs'tan (radiallahu anhuma) Rasûlullah'ın (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle dediği aktardı:
"Allah kayamet günü ümmetimden bir adam seçip
herkesin önüne çıkarır.
Sonra amellerinin kayıtlı olduğu doksan dokuz defter getirilir.
Her defter gözün alabildiği mesafeye kadar uzanacak büyüklüktedir.
Ardından Allah ona 'Bunlardan herhangi bir şeyi inkâr ediyor musun?
Yazıcılarım sana herhangi bir haksızlık ettiler mi?' der.
Bu kişi ise ‘Hayır,Ey Rabbim' diye karşılık verir.
Bir mazeretin veya herhangi bir iyiliğin var mı? diye sorunca adam şaşkın bir vaziyette
'Hayır, ey Rabbim' der.
Bunun üzerine Allah ‘Oysa bizde senin bir iyiliğin var.Bugün sana haksızlık yok’ der ve üzerinde
‘Eşhedu en Lâ ilâhe illallah ve enne muhammeden abduhu ve Rasuluhu’ bir kartı çıkartılır.
Allah "Tartını getir' der.
Adam 'Ey Rabbim, bu defterlerin yanında bu kartın ne ağırlığı olabilir ki?' deyince,
Allah 'Sana bugün haksızlık edilmeyecek' der.
Tüm defterler tartının bir kefesine ve bu kart diğer kefesine konur.
Defterler hafif gelir,bu kart ağır basar;zira hiçbir şey Allah'ın adından daha ağır değildir.”
(Tirmizi)