Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Elda Abrevaya

Elda AbrevayaKadınlığın Uzun ve Dolambaçlı Yolu yazarı
Yazar
Derleyen
8.6/10
11 Kişi
28
Okunma
5
Beğeni
1.193
Görüntülenme

Elda Abrevaya Gönderileri

Elda Abrevaya kitaplarını, Elda Abrevaya sözleri ve alıntılarını, Elda Abrevaya yazarlarını, Elda Abrevaya yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Psikozun Mekanizması ile Paranoya ve Şizofreni Arasındaki Temel Fark
a. Freud’da Özne Gerçekliğin yitimine karşı açılan deliği kapatmak uğruna semptom geliştirir ve psikotik olur. b. Lacan’da ise babanın adı göstereni yerinde yoktur. Yani simgesel düzen kurulamaz Özne dışında kalır ve oluşan deliğe karşı semptomlar geliştirir. Bir başka deyişle Ötekinin arzusuna karşı mesafe ortadan kalkmıştır. 1. Libidonun dış dünyadan geri çekilerek benliğe dönmesi hem paranoyada hem şizofrenide ortaktır. 2. Şizofrenide libido dış dünyadaki yatırımından geri çekilerek çocuksu otoerotizm evresine geriler, oysa paranoyada libido narsisizm evresine geriler. 3. Paranoya’yı nitelendiren düzenek yansıtma iken şizofreniyi belirleyen varsanıdır. Otoerotizm-Narsisizm- Nesne aşkı
Deliliğin Tutkusu Tutkunun Deliliği
Deliliğin Tutkusu Tutkunun DeliliğiElda Abrevaya · Bağlam Yayınları · 20028 okunma
Tüm delilik görüngüsünü, psikotik depresyonun yol açtığı boşluğu doldurmaya yarayan bir tutku olarak kavrayabiliriz. Özne açısından tahammülsüz olan, bu boşlukla yüzleşmektir. Bedeli ne olursa olsun bir tutku olarak deliliği yaşamak, ölüm ve hiçe denk gelen boşlukla yüzleşmekten iyidir.
Sayfa 156Kitabı okudu
Reklam
Temel haz yani bedenin hazzı aslında otoerotik bir hazdır. Sadece ikinci bir zamanda, yani özne Oedipus sınavından geçtiğinde ve iğdiş yasasına tabi olduğunda hazzı cinselleşir. Igdiş yasası otoerotik hazzın normalleşmesini sağlar. Yasaklama yoluyla hazzın, bedenin dışında konumlanmasına yol açar.
Sayfa 127Kitabı okudu
Anneyi yasak bir nesne haline getiren ensest yasası sayesinde, özne arzuya erişebilir. Dürtüsel devinim özneyi, arzunun birincil nesnesinin yerine geçecek nesnelerin sonsuz arayışına iter. Oysa özne hiçbir zaman anne nesnesinin yasaklanmasıyla yaratılan eksikliğin yerine, tam olarak oturtabileceği bir nesneyi bulamaz.
Analist biçimden yoksun içerikleri kapsayıp, zamanı geldiğinde bir ayna gibi onları analizana yansıtır. Profesyonel bir çalışma çerçevesinin sağladığı güven ve onun getirdiği gevşeme ortamında, birbirleriyle bağlantısı olmayan düşünceler, fikirler, dürtüler ve duyumlar silsilesine yer vardır. Analist bunlara bir biçim vermeye veya tutarlılık kazandırmaya çalışmamalıdır. Yaratıcı deneyim ancak bütünleşmemişliğe özgü bir biçimsizlikten doğabilir.
Reklam
Psikoterapi zekice ve uygun yorumlar yapmak değildir; genellikle hastaya kendisinin getirdiğini uzun vadede geri vermektir. Görülecek şeyi yansıtan yüzün karmaşık bir türevidir.
Çocuğun geçiş nesnesini kullanabilmesinin koşulu; canlı, gerçek ve yeterince iyi içsel bir nesnenin var olmasıdır. İçsel nesnenin bu nitelikleri çocuğa gereken bakımı sağlayan dışsal nesneye bağlıdır. Dışsal nesnenin bakımı yetersiz olduğunda, çocuk içsel nesneyi zulüm edici olarak algılar. Zulüm edici nesnenin etkilerinden kendini korumak amacıyla, çocuk dış dünyadan çekilebilir. Böyle bir durumda oynama ve simge kullanma yetisi olumsuz bir şekilde etkilenir. Bu böyle olduğu takdirde çocukta ruhsal bir ölümden söz edebiliriz.
Kuşkusuz psikanaliz bir aşk pratiğidir. Metafor alanında bir aşk oyunudur ve varlığa hitap eder. Aşkın "hedefi doyurulmak değil, var olmaktır. Bu yüzden yalnız simgesel ilişkinin olduğu yerde aşktan söz etmek olanaklıdır".
Nevrozda bastırılanen ve bastanlanın geriye dönüşü bir tek ve aynı şeydir. Bastırılan içerik, örneğin semptom seklinde kılık değiştirerek döner...Oysa psikozda reddedilenle, geri dönen bir tek ve aynı şey değildir. Söylem ağında hiçbir zaman simgeleştirilememiş ve konumlandırılamamış bir içeriği yeniden kazanmak olanaksızdır.
92 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.