Elda Abrevaya

Kadınlığın Uzun ve Dolambaçlı Yolu yazarı
Yazar
Derleyen
8.6/10
11 Kişi
28
Okunma
5
Beğeni
1.280
Görüntülenme

En Beğenilen Elda Abrevaya Gönderileri

En Beğenilen Elda Abrevaya kitaplarını, en beğenilen Elda Abrevaya sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Elda Abrevaya yazarlarını, en beğenilen Elda Abrevaya yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Küçük kızın ilerde bir kadın haline gelmesini sağlayacak olan tüm öğeler çocuksu cinsellikte yatar ve çifte aşk nesnesi etrafında düzenlenir. Küçük kızın babaya duyduğu aşk ve kadınsılığı ruhsal yaşamının daha aydınlık yanını oluştururken, anneyle olan erken bağı daha gizli ve karanlık bir yanı temsil eder.
Çocuklukta yer alan baştan çıkarılma sahnesinin travmatik hale gelmesi, öznenin buluğ çağına girmiş olmasından kaynaklanır. Buluğ çağıyla birlikte gelen cinsel tasarımlar ve cinsel olgunlaşma sayesinde, özne çocuklukta maruz kaldığı cinsel eylemi tasarımlama ve anlama kapasitesine erişir. Yani bu sonradan bir anlamlandırmadır.
Reklam
Kız çocuğu cesaretlendirildiği takdirde erkekle aynı canlı heyecanı,aynı merakı, aynı girişkenlik ruhunu aynı atılganlığı gösterebilir ama erkek çocuk gibi toplumsal alanda etkin olabilmesinin koşulu ona”eril bir eğitim” verilmesidir yani babanın kızın yaşamında ve eğitiminde daha etkili olmasıdır.
Dünyaya gelen insan yavrusu nörolojik, devinimsel ve ruhsal olarak gelişmesini ve olgunlaşmasını tamamlayamadığı için, kendi içinde kaynaklanan ve dışardan gelen uyarımları yatıştırmaktan, kendisini sakinleştirmekten yoksundur. Bu yüzden onun ihtiyaçlarını algılayabilen dikkatli, duyarlı bir nesnenin "özgül eylemi" gereklidir. Diğer bir deyişle, ihtiyaçlarından dolayı çığlıklar atan, öfkeyle tepinen, ağlayan bebeğin yardımına koşan bir nesne olmalıdır. İnsanın kökensel güçsüzlüğü, böylelikle, tüm ahlaki gerekçelerin ana kaynağını oluşturur. Bu da insan yavrusunun kaderini sımsıkı ötekine bağlar.
Sayfa 384Kitabı okudu
“Fallus merkezli kültür ve dil düzeninin yarattığı bir bölünme”
Bir deyişe göre, anneler erkek çocuğa gebe kaldıklarında güzelleşirler, kız bebek taşıdıklarında ise çirkinleşirler. Kız anneye güzellik katmak yerine, ondan bir şeyleri alır, çalar. Böylelikle daha henüz dünyaya gelmeden bile kız çocuğuna, haset ve rekabete dair özellikler yansıtılır. Tabii burada en şaşırtıcı olan annenin bu önyargıların taşıyıcısı olmasıdır. Kızına yansıttığı bu özelliklerle kendi cinsiyetind ihanet etmiş olur. Burada kadın açısından bir bölünme söz konusuysa bu fallus merkezli kültür ve dil düzeninin yarattığı bir bölünmedir.
Reklam
83 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.