Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Elliott Sober

Elliott SoberBiyoloji Felsefesi yazarı
Yazar
8.3/10
15 Kişi
27
Okunma
6
Beğeni
848
Görüntülenme

Elliott Sober Sözleri ve Alıntıları

Elliott Sober sözleri ve alıntılarını, Elliott Sober kitap alıntılarını, Elliott Sober en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tavan arasından gürleme sesi geliyor gözlem önermesini inceleyelim. Varsayımımızda tavan arasında cinler var ve bu cinler top oynamaktadır olsun. Sadece ses duymamız top oynayan cinler olduğunu çok da olası kılmaz. Duyduğumuz sesleri dikkate alınca, cin varsayımının yüksek bir olabilirliği olmasına karşın düşük bir olasılığı olduğunu söyleyebiliriz. Bu örnek, bir önermenin olabilirliği ile olasılığının farklı olduğunu göstermesinin yanında bir de bir önermenin akla yatkınlığının onun olabilirliğinden daha fazla şey ifade ettiğini gösterir. Olabilirlik ilkesi, inanmak için ne kadar kanıta ihtiyacınız olduğunu söylemeye çalışmaz. Bu ilke sadece eldeki kanıtın anlamını değerlendirmek için size bir araç sunar.
Bazı yaratılışçılar, evrimsel biyolojiyi -aslında genel olarak bilimi- "doğalcılık" adını verdikleri felsefi bir gö­rüşü benimsediklerinden dolayı eleştirmişlerdir (örne­ğin bkz. johnson 1 997). Bu iddiaya göre bilim insanları, doğanın kendi kendine yeten kapalı bir sistem olduğu -yani doğal görüngülerin açıklanmasında Tanrı gibi do­ğaüstü varlıklara başvurulmasına gerek olmadığı- ön­ yargısını taşımaktadırlar. Onlara göre bu, kanıtlarla ya da akıl yürütmelerle desteklenen bir önermeden çok bir felsefi dünya görüşüdür. Buna yanıtım şudur: Bilim, dün­ yanın nasıl olduğuna ilişkin herhangi bir görüşü değil, bir yöntembilimi benimsemiştir. Bilimsel iddialar test edilebilir olmalıdır; eğer doğaüstü varlıklara ilişkin id­dialar da test edilebiliyorsa onları da bilimsel sayarız. Fakat eğer bunlar test edilemiyorsa o zaman bilim in­sanları bunları dikkate almamalıdır. Bunun nedeni söz konusu iddiaların yanlış olması değil, onların bilimsel olarak değerlendirilememesidir.
Reklam
Bağıntı (korelasyon)
Sigara içmenin kalp krizine katkıda bulunuyor olması sigaranın nedensel olarak kalp krizini pozitif etkilediğini gösterir, fakat sigara içenlerin daha az kolesterol içeren besinler yediklerini düşünelim. Eğer düşük kolesterol kalp riskini sigara içmenin katkı sağladığından daha güçlü bir şekilde önlüyorsa sigara içmek nedensel bir faktörden dolayı kalp krizi ile negatif bağıntılı olur. Bir özelliğin evrimsel olarak avantajlı olduğunu söylemek, onun hayatta kalma ve/ veya üreyebilme başarısına NEDENSEL olarak katkıda bulunduğunu söylemektir. Bir özelliğin uyumunun bir alternatifinin uyumundan daha yüksek olduğunu söylemekse onun hayatta kalabilme/ üreyebilme başarısıyla BAĞINTILI olduğunu söylemektir. Çünkü neden ve bağıntı farklıdır, bir özelliğin avantajlı olduğunu söylemekle, bir özelliğin uyumunun alternatifinin uyumundan daha yüksek olduğunu söylemek arasında fark vardır.
Bir tür, kendi yayılımı içinde diğer tüm soylardan en az oranda farklı bir uyarlanım bölgesi olan ve kendi yayılımı dışındaki tüm soylardan bağımsız olarak evrimleşen bir soydur.
Lewiss Carroll'un söylediği gibi, kelimelerin efendisi biziz, onlar bizim efendimiz değil.
Sayfa 36
Darwin ve doğal seçilime bağlı evrim kuramının diğer bulucusu Alfred Russel Wallace insan zekasının kökeni konusunda anlaşamamışlardır (Gould 1980b) . Wallace, doğal seçilimin hayatta kalma ve üreme için pratik olarak hiç yararı olmayan zihinsel yeterlilikleri açıklayamayacağını ileri sürmüştür. Keskin bir göz, avlanma ve av toplama için avantajlıdır, ama niçin doğal seçilim müziksel yeteneği veya yeni bilimsel fikirleri keşfedecek yeteneği tercıh etsin? Wallace dogal seçılımın daha ustun kapasiteleri değil de pratik yetenekleri açıklayacağını düşünmüştür.
Reklam
Fizik, maddeden oluşan her varlıkla ilgilidir. Biyoloji ise canlı varlıklarla ilgilenir. Psikoloji ise zihin sahibi varlıklarla ilgilenir. İnce ayar gerektiriyor olsa bile bu iddiaların hepsi doğrudur.
Sayfa 63
Kladistler, fenetikçiler ve evrimsel taksonomların hepsi sınıflandırmanın hiyerarşik olması gerektiğine inanmaktadırlar. Ancak bunu gerektiren sebepleri, birbirinden çok farklıdır. Kladistler hiyerarşiyi savunur çünkü sınıflandırmanın, evrimsel dallanma sürecini açık olarak yansıtmasını ister. Fenetikçiler için iç içe yuvalanmış benzerlik ilişkilerini açıklamalarının bir yolu hiyerarşik sınıflandırmadır. Ve evrimsel taksonomların tercih ettiği dallanma yapısı ve uyarlanımsal benzerlik karışımını en iyi gösteren yapı hiyerarşik sınıflandırmadır.
Yaratılışçılar bazen doğal seçilimin "rastlantısallığını" hurdalıkta esen bir hortuma benzeterek betimlerler. Hortum, hurda parçalarını rastlantısal bir şekilde yeniden düzenler. Bu rastgele süren eylemin işleyen bir araba yaratması olasılığı son derece düşüktür. Yaratılışçılar bunun doğal seçilim için de gecerli olduğunu söylerler. Ama mutasyon - doğal seçilim süreci bunlardan son derece farklıdır. Çeşitlilik rastlantısal bir şekilde ortaya çıkar ama çeşitler arasındaki seçilim rastlantısal değildir. Doğal seçilim kuramına göre bir popülasyondaki canlılar, bir özelliği, o özellik onların hayatta kalmasına ve üremesine yardımcı olduğu için muhafaza ederler. Bazı özelliklerin avantajlı ve diğerlerinin de zararlı olması için akıllı bir tasarımcıya ihtiyaç yoktur.
Evrimsel biyolojide genel yasalar var mı? Bazı felsefeciler bu soruya hayır deseler de ben evrimsel biyolojide yer alan ilginç birçok koşullu önerme formunda genellemenin olduğunu göstermek istiyorum. Biyologlar genellikle onlara yasa demez, tercih edilen terim modeldir. Biyologlar belli bir süreç tipinin modelini belirlediklerinde, o türden sistemlerin değişim kurallarını tanımlarlar. Modeller yasalarla ilişkilendirilen koşullu önermelerin özelliklerine sahiptir. Bu matematiksel kuralcılık, belirli bir dizi koşul bir sistem tarafından sağlanıyorsa ne olacağını söyler. Onlar bu koşulların ne zaman, nerede veya ne sıklıkta doğada sağlandığını söylemezler. Şu örneği düşünelim. Popülasyon genetiğinin kurucularından buri olan Fisher bir popülasyondaki cinsiyet oranlarının 1:1 oranına evrimleşmesi ve orada kalması gerektiği sonucuna götüren bir dizi önsav ileri sürdü. Eş seçimi rastlantısal olmalı; ebeveyn çiftleri, ürettikleri disi ve erkek yavru oranları bakımından farklılık göstermeli ve bu farklılık kalıtımsal olmalı. Fisher, bu önsavların kabul edilmesi durumunda, seçilimin azınlıkta olan cinsiyetten yavru üreten ebeveynleri tercih edeceğini gösterdi. Böylece eğilim daima az olan cinsiyete yönelir ve oran her zaman 1e yaklaşmaya çalışır.
52 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.