Emmanuelle Pirotte’ nin Historia ödüllü 'Bugün Hayattayız Ya' romanı, 2. dünya savaşının son yıllarında, Belçika’nın Arnandes bölgesinde geçiyor.
Eser başta Yahudiler olmak üzere, insanoğlunun yaşadığı kan donduran dramın izlerini, bir asker ve küçük bir Yahudi kızın hikayesi üzerinden sürüyor. Kitap bana baştan sona Leon filmindeki tetikçi Tony ve küçük Matilda’ nın sevgisini anımsattı. Kitaptaki Alman askeri Mathias Jean Reno siluetinde, küçük Yahudi kız Renee ise Natalie Portman’ın filmdeki hali olarak imgelendi beynimde.
Açıkça belirtmeliyim ki, savaş konulu kitaplar ve filmler artık beni aşırı bunaltıyor. Bununla birlikte kitapta edebi lezzet maalesef yoktu ve ayrıca betimlemeler yetersizdi. Pek çok yardımcı karakter mevcuttu ve kimin kim olduğu ancak son çeyrekte oturdu. Emmanuelle Pirotte bir tarih profesörü ve bunun neticesinde tarihi içerik bakımından oldukça başarılı. Edebi anlamda her ne kadar beklentimin altında kalmış olsa da, Mathias ve Renee’nin hikayesi yüreğime dokundu.
Ne fark eder ki, bugün hayattayız ya...
Bence kitabın sonu hakkında oldukça spoiler içeren bir başlık olmuş.
Hayatta kalabildiğimiz sürece yaşadıklarımızın, gördüğümüz savaşların bir önemi kalmıyor mu, gerçekten böyle mi? Hayır böyle değil, bu motto bizlerin görüp geçirdiğimiz savaşlarla ilgili konuşmak ve hatırlamak istemeyişimizin sadece. Yaşadıklarımız fark ediyor. Bunu hepimiz biliyoruz.
Güzel bir gün geçirin dostlarım.
Ne fark eder ki, bugün hayattayız ya...