Hemingway'in okuduğum ilk kitabı, okuması çok kolay ve yazarın anlatımı, dili, çok sadeydi. Zaten bu yayınevinin bastığı basımda puntolar büyük, satır araları biraz boştu bu da okumayı kolaylaştırıyordu. Kitabın hikayesine geliceksek, yaşlı balıkçı Santiago seksen dört gündür boşa kürek çekmekte ve kıt kanaat borçlarla geçinmektedir. Son yoldaşı olan aralarında özel bağ olan Manolin, ailesi tarafından zorla Santiago'nun yanından alınır ve yalnız başına açılmak zorundadır. Santiago hiç kötü düşünmeden sürekli yeni bir günü bekler ve umut eder. Bu umut sayesinde ayakta kalır ve yeniden yelken açar ama bu sefer okyanusa kadar gider. İnsan yeniden denemelidir ve ders çıkarmalıdır der. Yine eli boş dönecek diye hüzünlenmeye başlar tam o sırada beş buçuk metre boyunda kılıç balığı ağına takılır. Balık, hem onun dostu hem düşmanı olmuştur artık çünkü birlikte okyanusun derinliklerine açılırlar. Ama Santiago kararlı, balıkla dönecek. Okyanusta açlıkla savaşır, balığını yemeye çalışan diğer balıklarla da savaşır. Belki sonuç olarak başarısızdı ama kesinlikle pes etmeyen bir insandı... Çok deneyimli ve azimliydi. Belki de hep önemli olan sonuç değil süreçtir... Kaybetti ama çok usta bir balıkçıydı...