Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Erol Sever

Erol SeverAsur Tarihi yazarı
Yazar
Çevirmen
8.1/10
17 Kişi
52
Okunma
6
Beğeni
2.749
Görüntülenme

En Eski Erol Sever Sözleri ve Alıntıları

En Eski Erol Sever sözleri ve alıntılarını, en eski Erol Sever kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zamanla Mitanni krallığı başkaldırılarla sarsılmaya başladı, Hurri egemenliği ve Mitanni birliği zayıfladı . Asurlar da, Mitanni kralı Şuttarnas'ın ölümünden ve yerine geçen kralın da öldürülmesinden sonra, ortaya çıkan karmaşadan yararlanmak istediler. Asur kralı Aşur-nadinahha Mısır ile diplomatik ilişkiler kurdu ve hatta Firavun tarafından Mitanni kralı na gösterilen saygıyı gördü. Ama Asurların bağımsızlıkl arını elde edebilmeleri için önce Hurri boyunduruğundan kurtulmaları gerekiyordu
"Savaş dehşet vericiydi. Erdemli insanlar, bu savaşta iyiliğin yanında yer aldıkları ölçüde mutluluğa hak kazanabilirlerdi. Bu çarpışma, iyilikle kötülüğün, ışıkla karanlığın, gökyüzüyle yeryüzünün çarpışmasıydı. Insan olmak isteyen insan iyilikten, ışıktan, gökyüzünden yana olmalıydı" Zerdüşt böylece toplumsal düzenin sağlanacağına, üretimin artacağına inanıyordu.
Reklam
İslamcı tarihçiler ve ilahiyatçılar, Hıristiyanlığın özellikle Mekke ve Medine'de İslamiyet öncesindeki hâkimiyetini reddederler. Bu dönem, "müşrikler" yani çoktanrıcılar dönemi olarak adlandırılır ve geçiştirilmeye çalışılır.
İslam öncesi
Araplar'ın dinsel inançlarında yabancı inançların etkisi büyüktü. Ashtarsamayn (İştar/Venüs) yıldız tapımı yalnız dinsel bir karışım değildi. Araplar’ın dinsel inançlarına Mezopotamya inançlarının ve teolojisinin girmesi sayesinde, Asur tanrıçası İştar, Atarsamayn adını alarak, bir Arap tanrıçası, hem de çok saygın bir tanrıça olmuştu.
Batı Arabistan'da tapınılan tanrı Ashtarsamayn-Ashtar, Atar'ın Arapça for­mudur- erildi. Diğer Arap tanrıları arasında yalnız tek bir Arap kökenli tanrı bulunuyordu. O da Ruldayu/Ruday veya Ruda adını taşıyan tanrıydı. Diğer tanrılar, çoğu Asurlar'dan alınmış yabancı tanrılardı, yalnız adları Araplaştırılmıştı.
Güney Arabistan'daki Hadramut kentinde ay tanrısının Sin adını taşımasıdır. Bu ad güney Arap lehçesinin tersine "i" harfi uzatılarak yazılmıştır. Belki de Nabonid, özellikle annesinin ve ayrıca kendisinin de tapındığı Sin'in, Güney Arabistan'da da tanıtımını yapıyordu.
Reklam
Güney Arabistan'da Dini İnançlar
Su cinlerine, semavi sınır bekçilerine ve evleri koruyan tanrı idollerine, yazıtlar yoluyla ortaya çıkmadan önce de saygınlıkları vardı. Ama bu dinsel inançlar esas olarak 6. yy. dan sonra köklü değişimler geçirdi. Tanrılar dünyası astraldı, yıldız tapımı güçlüydü. Güneşi ay ve diğer beş gezegene tapılıyordu. İştar/Venüs yıldızı tanrıçası bir ara erildi ve Ashtar adını taşıyordu. Ay tanrısına Saba'da Almakah; Ma'inde Vadd (Dostluk); Kataban'da Amm (Amca); Hadramut'ta ise, daha önce değindiğimiz gibi, Mezopotamya kökenli Sin adı verilmişti.
Elleri açıp aydan ışık almak
Makrablar'ın topraklarının, Marib kentinin ve Ay tanrısı adına yapılan Auvam tapınağının yönetiminden sorumluydu.
Bu konuda kitap sayısı da az
İslam yazarları İbrahim söylencesini öne sürerek, Araplar'da çoktanrıcı inançların yanı sıra, çok eski tarihlerden beri tektanrıcı bir anlayışın ve inanışın da var olduğunu kanıtlamaya çalışıyorlar. Araplar da bütün diğer eski halklar gibi, kökeni doğa dinlerine ve klan ve aşiret totemciliğine dayanan bir çoktanrıcı din sistemi kurmuşlardı ve çeşitli işlevleri olan değişik tanrılara tapınıyorlardı.
Anaerkil, Tanrıçalı sistemde kızların gömülmesi saçma
Hicaz'da bu üç tanrıçaya tapılıyordu. İlki Lat (Allat), Arapça'da tanrıça anlamına geliyordu ve sabah yıldızını, Asurlar'da aşk tanrıçası olan İştar/Venüs'ü temsil ediyordu. Elenleşmiş Araplar bu tanrıçayı Athena ile özdeşleştiriyorlardı. İkinci tanrıça olan Uzza'nın adı, "çok güçlü" anlamına geliyordu ve bazı kaynaklarda, bu tanrıçanın İştar/ Venüs'ü temsil ettiği yazılır. Üçüncü tanrıça olan Manat, elinde kaderin iplerini kesmek için bir makasla dolaşırdı. Kader tanrıçası olan Manat'a deniz kıyısındaki tapmağında tapındırdı.
Reklam
İslamdan sonra kadınların böyle hakkı var mı
Arap toplumunu ilk çağlarda diğer toplumlardan ayıran özelliği, kadınların aşiret başkanı, kent devletleri yöneten kraliçeler olmalarıydı. Arap toplumu antikçağda henüz anaerkillikten ataerkilliğe geçiş aşamasındaydı. Yalnız kraliçe ve aşiret başkanı olan kadınlar değil, diğer kadınlar da toplum içinde kararlar alınırken ağırlıklarını koyabiliyorlardı. Bu nedenle toplumda tanrıçaların ayrı ve özel bir yeri vardı.
Kâbe'nin çevresinde dönerek, tavaf etmek, siyah taşı öpmek ve Arafa çok eski bir Arap kültüdür: çoktanrıcı dönemde başlamış. Hıristiyanlık döneminde de sürmüş ve İslam örtüsü altında bugüne kadar canlılığını korumuştur. Kâbe'nin tanrının evi olduğu inancı, Kâbe'nin kilise olduğu dönemden kalmadır.
Halkı kazanmak için sağdan soldan eklemeler
Kâbe ile ilişkisi olmayan, ama Mekke çevresinde önemli birkaç kült yerinde yapılan bazı törenler de halkı kazanmak için İslam'ın içine alındı. Mekke'nin doğusundaki Arafat tepesine çıkış ve Kâbe'nin çevresinde tavaf etmek bunlardandır. Hıristiyanlık döneminde de, bir kilise olan Kâbe'nin çevresinde tavaf edildiğini ekleyelim.
Kabe Kültü
Hıristiyanlık öncesi dönemde, Kâbe'nin kilise olmadığı çağlarda siyah taşa tapınılıyordu. Bu büyük, siyah, kutsal bir taştı. Bu taşın kutsal oluşu inancı bugün de sürüyor. Kâbe'nin içinde suyu kurumuş bir kuyu olduğu biliniyor. Bu kuyuyu ziyarete gelenler adadıkları armağanları kuyuya atıyorlardı. Ku­yunun üzerinde ağaçtan yapılmış bir güvercin vardı. Bu ağaç güvercin İştar'ı veya Araplar’ın Toprak Anası'nı temsil ediyordu. Kuyunun yanındaki çeşmenin üzerinde bir yontu olduğu ve bu yontunun tanrı Hubal'ı temsil ettiği söyleniyor. Bunun İsa'yı temsil eden bir yontu olması akla daha yakın geliyor. Çünkü Kâbe kiliseye dönüştürüldükten sonra Hubal'ın yerini İsa almıştı.
Muhammed hem Hubal'ı hem de etkisi Hubal'dan daha güçlü olan İsa'yı halka unutturmak için adlarını ağzına almıyor ve üç tanrıçaya karşı polemik yapıyordu. Ama Mekke'nin baştanrısı binlerce yıldan beri erkekti. Kâbe'nin eskiden güneş tapınağı olduğunu kabul etsek bile, kentin baştanrısı Hubal'dı. O zaman Mu­hammed, Kâbe'nin tanrısı Allah'tır ve Kâbe Allah'ın Evi'dir dedi.
103 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.