Eugene Ionesco

Yalnız Adam yazarı
Yazar
8.2/10
242 Kişi
1.302
Okunma
129
Beğeni
9,9bin
Görüntülenme

En Eski Eugene Ionesco Sözleri ve Alıntıları

En Eski Eugene Ionesco sözleri ve alıntılarını, en eski Eugene Ionesco kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İlk olarak, zamanın geçmekte olduğunu ne zaman mı fark ettim? Zaman duygusunun ölüm düşüncesiyle doğrudan doğruya bir bağlantısı kalmayınca.
Akıntıya kürek çeken küçük kurnaz insanlar her yerde kazanıyor. Onlar hep güçlünün yanındadırlar ve böylelikle sürekli başarılı olurlar. Her ne kadar, her zaman kazanılırsa da akıntı dışında da bir kişilikleri, bulundukları kaptan başka belli bir şekilleri olmadığından kendi başlarına da bir varlıkları yoktur.
Reklam
Kral: Ne zaman "Yetişir artık!" diyeceğim. Ne zaman bunu diyebilir hale geleceğim. Kraliçe: Hiçbir zaman. Kral: Öyle belki. Herkes benden önce ölür, en son kalan ben olursam eğer. Bütün bir evrenin çölünde yüzyıllar boyunca can sıkıntısından patlarsam. Şayet hastalanıp yatalak olursam ihtiyarlayıp serilirsem ortalıklara. Aşık olur da sevdiğim ölürse. Fırtına gibi bir aşk ortasında kalır da aşkımı yüklenecek kimse çıkmazsa ortaya. Acılara garkolarak, soğuktan donarak, artık anılarımdan hiçbirini hatırlamadan unutmanın zifiri karanlığına gömülmüş, bütün bir geçmişi silip süpürmüşsüm... Adımı, krallığımı, bütün krallığımı, kim olduğumu, geçmişteki kişiliğimi unutursam.. İşte o anda da "Yetişir artık!" diyebilecek kadar bilinçli olursa, pekala isteyebilirim ölümü. Ya da insanlar öylesine değişmeli ki insanlar korkunç birer canavar, haşere olmalı. Ve işte, hayat ölümden daha korkunç, daha acılı olunca insan ölümü niye istemesin ki!
Bir altın çağ var: Çocukluk, gözü kapalılık, masumluk çağı bu. Ne zaman ki tepende ölüm kılıcının asılı olduğunu görüyorsun, işte o zaman bütün büyü bozulup çocukluk darmadağın oluveriyor. Daha önce de söylediğim gibi, çocukluğumun büyüsü çok mu erken bozuldu? Sizin anlayacağınız yedi yaşında kocaman bir adam olmak zorunda kaldım. Sonra galiba, insanların çoğu her şeyi çarçabuk unutuverip, çocuklukları bütün bir ömür boyu sürerken, bazılarının çocukluklarıysa bir kişniş şekeri gibi mini minnacık kalakalmıştır. Böylesi, bir çocukluktan çok "Bir varmış, bir yokmuş" misali unutulmuş bir sayfa olarak kaybolup gidiyor. Ve işte, yine ortada temel gerçeğin anlaşılmasını engelleyen istekler, üzüntüler...
Alışkanlıklar, iyice parlamış bir kaldırım taşını yalarcasına zamanı yontuyor. Yeni bir dünya, her dem yepyeni bir dünya, her an taptaze bir dünya, cennet bu olmalı işte. Hız (acelecilik) sadece iğrenç, iblisçe bir şey olsa neyse, dahası cehennemin ta kendisi, bir bataklığa saplanış, bir deli gömleği.
Ölmek için hayattayız. Ölüm hayatın gayesidir. Bunlara beylik gerçekler denebilir. Bazen bu pespaye açıklamalar arasında beylik gerçekler kaybolurken birdenbire yepyeni bir gerçek ortaya çıkıveriyor. Kendi kendime ilk defa ‘’ölümün şu alemde sadece bir amaç uğruna gerekli olduğu’’ keşfinde bulduğumu sandığım anların birindeyim. Hiçbir şey yapılamaz, hiçbir şey yapılamaz, hiçbir şey yapılamaz, hiçbir şey yapılamaz. Fakat, nedir bu kukla oyunu, benimle ne hakla alay ediliyor?
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.