Faruk Yılmaz Gönderileri
Faruk Yılmaz kitaplarını, Faruk Yılmaz sözleri ve alıntılarını, Faruk Yılmaz yazarlarını, Faruk Yılmaz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Fransızlar, Tunus'ta halkı eğitmek istemedikleri halde otuz senedir ileri gelen adamlarla, şeyhlerin evlatlarından Fransızcayı öğretmedik adam bırakmamışlardır. Biz, Yemenlileri yetiştirmek ve karındaşlarımız olduğundan iyi görmek istediğimiz halde bu hususu gerçekleştiremedik. Vakit kaybedecek zamanımız olmadığından, bunları yetiştirmek için eğitimin gelişmesine çalışılmalıdır.
Sayfa 150Kitabı okudu
İlkin düşünülecek nokta, neden eşkiyalık ortaya çıkıyor? Neden gittikçe Yemen'de askere ihtiyaç artıyor meselesidir. Bu hususa cevap verelim: Kırk sene evvel Yemen'i Yemenliler idare ediyordu. Bölgeleri ziraate elverişli olmayanlar askerlikte kullanılıyordu. Yüzlerce seneden beri de böyleydi. Biz bunları kullanmadık ve vazife vermedik. Bunlar aç kaldılar. Çoluk çocuklarının iaşelerini temin edemediler ve evvelce ehemmiyetini zayi etmiş bir imamı buldular, sarıldılar.
Sayfa 146Kitabı okudu
Anasından adi doğmuş küçük bir zat gelir
Her yerde olduğu gibi kişilerin yönetimde etkisi büyüktür. Anasından büyük doğmuş bir zat hiç yoktan bir idare tesis eder. Öyle bir idare tesis eder ki bozmak isteyenler bile uzun süre bozamazlar. Sonra anasından adi doğmuş küçük bir zat gelir, mevcut idareyi parçalar ve küçüklüğünü tarihlere geçirir. Tamiri binlerce adamın kanıyla ancak onarılabilir.
Sayfa 29Kitabı okudu
Önce, sevk olunan taburlar on, on iki gün sıcak yemek yemediler. Akabe'de dahi muntazaman istihkaklarını yemediler. Akabe'den Hudeyde'ye kadar kumanya ile idare edildi. Menaha'dan ileri harekete nakliye aracı bulunamadı. Efrad hamal haline girdi. Karşısındaki eşkıya o yerin adamı olduğundan, vücuduna uygun elbisesi ile vücuttan düşmüş, canından geçmiş, taşıdığı ağır yük altında ezilmiş efrada karşı geldi.
Sayfa 24Kitabı okudu
Ah o Yemendir
Hastayı yatıracak yatak yok, üstünü başını değiştirecek çamaşır yok, yemek vermek için kap yok ve hastane tertibatı olmadığından hastaya usulünce yemek vermek ihtimali yok. İlaç bile yoksa, çaresizlik içinde kalan malül hakkında ne umulur?
Sayfa 22Kitabı okudu
Bir hasta hastaneye girmez, temiz bir yatakta yatmaz, elbisesini değiştirmez, usulünce yemek yemez ise sonu ölümdür. Yemen'deki ölümlerin çoğu bundan doğmaktadır.
Sayfa 20Kitabı okudu
Vatan Sağolsun!
Ayakkabı vurmasından açılan yaralardan kangren husule geldiği vakidir. Bir ayakkabı yarası bir neferin telefine sebebiyet verdiği meydanda iken, Hudeyde'ye gelen 4.324 yeni efrattan 2.641 nefer kesik kundura ile gönderilmiş idi. Bu kesik kundura ile nefer nasıl askeri harekata katılacaktır? Bu yüzden ne kadar zayiat verileceği takdir edilmemiştir. Ayakkabı verdik denmesi kafi midir?
Sayfa 20Kitabı okudu
Rüştü Paşa'nın 1911'de sorduklarını biz bugün sorabilir miyiz?
Bugün Yemen'de ancak kuvvetimize istinaden oturabiliyoruz. Ve oturabilmek için de ordumuzu takviyeye mecbur oluyoruz. Bu halin devamı müşküldür. Acaba ettiğimiz fedakarlıkları ve masrafları yolunda mı etmiyoruz? Veya etmesini mi bilmiyoruz? Bu emekleri, bu paraları yolunda sarf etsek Yemenlileri ordumuza ve Yemen'i hazinemize katabilir miyiz?
Sayfa 12Kitabı okudu
Niyazi Bey, anılarının girişinde, Genç Türklerin beslendiği kaynakları ve 1908 Devrimi'nin bir anlamda gerçek yaratıcısını şöyle açıklıyor:
"Siyaset istikametinde Mithat Paşa'nın, edebiyat sahasında Şinasi'nin, millet yolunda Namık Kemal'in çocuklarıyız."
Sayfa 242 - Dorlion Yayınları
Resneli Niyazi Bey
Bizi biz yapan, onur duyduğumuz cumhuriyetimizin kuruluşunda, yaşanılan devrimlerde, kazanılan özgürlüklerde Resneli Niyazi Bey'in rolü neydi? Bu soruya, Mustafa Kemal Atatürk'ün değerlendirmesiyle yanıt verelim:
"Eğer meşrutiyetler olmasa idi, cumhuriyet olamazdı. Resneli Niyazi gibi meşrutiyet önderlerine çok şey borçluyuz!"
Sayfa 238 - Dorlion Yayınları
“islâm alemine ayrılık değil, daimi bir siyasi birlik lazımdır.”
Dünyada her şeyin bir sonu olduğu gibi,
zor günlerin ve mutsuzlukların da bir sonu vardır.
Gün gelir her şey düzelir, düze çıkıp güneşli günlerde papatyalı yollarda yürürsün.
Ama sen de gayret et...
Faruk Yılmaz
