İnsanlar anladılar sonunda, savaşın yanı sıra barış diye de bir şey vardır! Neden vuruşurlar, neden öldürürler birbirlerini acımasız, neden evler ocaklar yıkılır, çocuklar babasız kalır?
Sayfa 31 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ressam, gazeteci, yazar Fikret Otyam, Anı-gezi-günlük tarzındaki kitabında, ayrı düştükleri teyzesinin izini sürüyor Yemen'de.
Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde Yemen'de asker olarak görev yapan babası, 2 yıl diye gittiği Yemen'de savaş nedeniyle 8 yıl kalır. Savaş bittikten sonra anne ve babası savaş esiri olarak Türkiye'ye dönerken, Yemen Hükümeti, teyzesi Zülfiye'nin Türkiye'ye dönmesine izin vermez. Yemen'de kalan Zülfiye'den uzun yıllar haber alınamaz. Türkiye Kurtuluş Savaşı'nı atlatıp yeni Cumhuriyet ile yoluna devam ederken, Türkiye'de doğan Fikret, bir süre sonra ölen annesinin vasiyetini yerine getirmek ve teyzesi Zülfiye'yi bulmak için eşiyle birlikte Yemen'e gider.
Kitapta, bir anının anlatımını okurken aynı zamanda Yemen ülkesinin kültür ve yaşantısını da öğreniyoruz. Kitap oldukça akıcı bir dille yazılmıştı ve fotoğraflarla desteklenmişti.
Beğendiğim bir kitap oldu.
Ağlama AnamFikret Otyam · İş Bankası · 201240 okunma
1978 yılı Urfa'yı daha çokta Harran Ovasını oradaki imkansızlıkları gördüğü manzaraları fotoğraf makinesiyle çekip kitap yazan Fikret Otyam kitapta acıklı hikayalere de yer veriyor. Oradayken kendini sevdiren ve oradaki insanla bütünleşen yazar burayı hiç unutmuyor, fırsat buldukça bölgeye gidiyor. Aynı zamanda eğitimsizlik konusuna da değinmiştir. Kitap ince olmasına rağmen geçmişi o dönemin şartlarını hafızalara kaydediyor adeta.
Babası Mustafa mayınlı topraklarda orada yatıyor neredeyse paramparça gördün oraları tekmil mayınlı mayınlı topraklar Anladık ki koyunlar mayınlı topraklara kaçmış. Mustafa da buralarda mayın yoktur diye arkasından gitmiş; ne yazık ki ayağı bir mayına basmış ve kaldırınca dedik ya mayına ayağını basınca değil kaldırınca patlar ve Mustafa ayağını kaldırınca mayın patlamış.
Köydeki ve yöredeki insanların kadın erkek çoluk çocuk hepsi dövmeli. Alınlarında yanaklarında tam burunlarının uçlarında kollarında her yanlarında dövme var bu bir inanış.
Kulpsuz fincanlarda sunuyorlar murrayı; ama öyle dolu değil dibinde azıcık şeker de koymuyorlar içtim apacıydı uzattım o kulpsuz fincanı adam hemen o minik güğümden yeniden koydu bir parmak kadar onu da içtim yine uzattım fincanı alsın diye yeniden koyuverdi. Baktım olmayacak istemem artık sağ olun dedim gülüştüler Meğerse fincanı ters çevirip vermezseniz "yeniden istiyorum." anlamına gelirmiş.
Kuzeyden karacadağlar Güney ve güneydoğu'dan Abdülaziz dağları çevreler Harran ovasını Kasım Aralık Ocak Şubat ve Mart aylarında kimi zaman iyi yağmur düşer buralara kimi zaman tek damla düşmez.
Kitap ressam olarak tanıdığım ve eserlerine hayranlık duyduğum Fikret OTYAM'ın farklı pek çok yönünü görmemi sağladı. Yemen'de teyzesinin izini süren yazarın Araplar hakkında yazdıkları ve yaşadığı heyecanlar ve gerilimler ilginçti. Yazarın hem günlük sade dili, içten ve siirsel üslubu, akıcı ve güzeldi. şu günlerde yaşadığımız Filistin İsrail savaşının üzerine yakın bölgeden bir kitap okumak güzeldi. Kısa ve ince bir kitap olduğu için neredeyse bir oturuşta bitebilecek bir kitap. Yolculukta ya da iki ağır kitap arasında okunabilecek özellikte. Kitabın sonunun daha farklı bitmesini bekliyordum. Hayalkırıklığı yaşadığımı soyleyebilirim. Yine kitapta anlatılan göç, ayrılık, savaş, akrabalık, aile ilişkileri gibi konular da insanı düşünmeye sevk ediyor. Tavsiye edebileceğim güzel bir kitap.
Ağlama AnamFikret Otyam · İş Bankası · 201240 okunma