En Beğenilen Frederik Pohl kitaplarını, en beğenilen Frederik Pohl sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Frederik Pohl yazarlarını, en beğenilen Frederik Pohl yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bazı kitap dizilerini farklı gönderilerde bir araya getireceğim zaman zaman. İlgili olanlar için faydalı olabilir diye düşündüm. İlkiyle başlıyorum.
Karşınızda 33 kitaplık "Metis Bilimkurgu" dizisi. 1995-2002 yılları arasında Metis Yayınevi'nin yayımladığı bu kitaplardan birçoğunun güncel olarak baskısı bulunmuyor ne yazık ki. Bazıları
"Birisiyle, onun her hıçkırışını bilecek, her türlü kokusunu duyup, tenindeki her türlü çizgiyi tanıyacak kadar yakın haftalar geçirince, ya sonunda birbirinizden nefret eder, ya da birbirinizden kurtulamayacak kadar iç içe olursunuz."
Ölümsüzlerin Kontrolü Altındaki Dünya: Sarhoş Adımları
“Hastalık, geçmiş yüzyıllara ait bir kelimeydi. Başınız ağrıyabilir veya mideniz ekşiyebilirdi ama kliniğe giderdiniz ve tanımlayıcı gerisini hallederdi.”
Amerikan bilimkurgusunun önemli temsilcilerinden biri olan 1919 doğumlu
Frederik Pohl, türe hatırı sayılır katkılarda bulunmuştur. Amerika’daki bilimkurgu dergiciliğinde yıllarca etkin rol oynayan,
Robin'in Davies Paradoksunu anladığını pek sanmıyorum; 19.yy da astronomların kafasını karıştıran Olbers paradoksunu da anlamamıştı zaten. Olbers'e göre, evren sonsuz ise yıldızlar da sonsuz sayıda olmalıydı. Başka bir deyişle, karanlık bir gökyüzünde yıldızları teker teker seçememeli aksine yıldızlarla kaplı, kör edici parlaklıkta bir ışık kubbesi görmeliydik. Olbers bunu matematiksel olarak da kanıtlamıştı. (Ne var ki Olbers yıldızların galaksileri oluşturduğunu bilmiyordu. Bilseydi hesapları farklı olacaktı.) Yüz yıl kadar sonra Paul Davies ise şunları savundu: evrenin devirli olduğu doğru ise ve sürekli genişleyip büzüşüyorsa ve az miktarda madde ya da enerji büzüşmeden kurtulup bir sonraki evrene kaçabiliyorsa o zaman sonsuz bir süre içinde o kaçan ışık sonsuz oranda büyür ve Olbers Göğünü oluşturur. Daviesin farkında olmadığı ise az miktarda enerjinin kurtulduğu salınımların sayısının sonsuz olmadığıydı. Aslında şu anda birinci salınımı yaşamaktayız.
Kitap çok iyi bir fikir ile yazılmış; ancak fikir çok iyi bir şekilde anlatılamamış, bir çok yer eksik kalmış gibi. Bir başyapıt olabilecekken, sadece iyi bir bilimkurgu olmakla yetinilmiş. Yine de yazarın hayal gücü büyük bir saygıyı hakkediyor, ayrıca kitabın sonlarına doğru aldığı tempo ve hikayenin finali, vasat bir eser okunduğu algısını yok ediyor ve ağızda lezzetli bir tat bırakıyor.Hayal gücünü kamçılaması açısından bile okunması gerektiğini düşünüyorum.
Ölümün Sıradanlaştığı Bir Gelecek: Pısırıklar Çağı
“Yeniden doğmayı kim istemez. Ama ölümünüzle yeniden doğumunuz arasına yüzlerce yıl girerse, bazı “uyum sorunları” yaşamanız kaçınılmaz olacaktır.”
1919 yılında doğan
Frederik Pohl, Amerikan bilimkurgusunun önemli temsilcilerindendir. Birçok takma isimle eserler vermiş ve başta
Cyril M.Kornbluth olmak üzere farklı birkaç yazarla daha ortak çalışmalarda
Merhaba sevgili okurlar.
Pısırıklar Çağı, yazardan okuduğum ilk kitap oldu. Bilimkurgu alanında birçok yazarın da işlediği klasik bir konusu var kitabın: Ölülerin dondurulması ve gelecekte çözdürülmesi, bu kişilerin gelecekte insanlarla ve teknoloji ile yaşadığı sorunlar.
Konusu fena değil ancak işleniş çoğu yerde vasat hatta vasatın altında. Birçok konu havada kalmış. Bazı konular çok aceleye getirilmiş.
Konusu fena değil desem de benim gibi çok iyi bilimkurgu eserleri okuduysanız çok keyif alacağınızı düşünmüyorum.
Herkese iyi okumalar.