Barış kelimesini telaffuz eden herkes özgürlük ve adalet istememektedir. Hitler sık sık barıştan bahsederdi, tabi onun iradesine teslim olmak anlamına gelen barıştan.
Burada üç büyük sonuçtan bahsetmek mümkün:
• Diktatörlükten kurtulmak mümkündür;
• Buna ulaşmak için dikkatli düşünce ve stratejik planlama gerekmektedir; ve
• Bazen maliyeti çok yüksek olabilecek teyakkuz (uyanıklık) , sıkı çalışma ve disiplinli mücadele gerekebilmektedir.
Sık sık alıntı yapılan Özgürlük bedava değildir değişi doğrudur. Hiçbir dış güç, ezilen bir halka çok istediği özgürlüğü vermek için gelmeyecektir. İnsanlar, özgürlüğü kendi başlarına nasıl alacaklarını öğrenmek zorundadırlar. Bu kolay olmayacaktır.İnsanlar, özgürleşmeleri için gerekli olanı kavradıklarında, kendilerine sancılı da olsa en sonunda özgürlüğü getirecek yol haritasını çizebilirler. Sonrasında biraz çaba ile yeni bir demokratik düzen kurabilir ve bunun muhafazasına hazırlanabilirler. Bu tip bir mücadele sonunda kazanılan özgürlük uzun ömürlü olabilir. Kendisini bunun korunmasına ve zenginleştirilmesine adamış kararlı insanlar sayesinde bu özgürlük sürdürülebilir.
Güçlü görünüşe rağmen, tüm diktatörlüklerin zaafları, iç verimsizlikleri, kişisel rekabetleri, kurumsal verimsizlikleri, ve kuruluşlar ile bölümler arasında çatışmaları vardır. Bu zaaflar, zamanla rejimi daha etkisiz ve değişen koşullara ve bilinçli direnişe karşı daha savunmasız hale getirebilir. Rejimin tüm hedefleri gerçekleşmeyecektir. Örneğin bazen, Hitler’in doğrudan emirleri bile hiçbir zaman yerine getirilmemiştir, çünkü onun altında bu emirleri yerine getirmeyi reddeden bir yapı mevcuttu. Diktatoryal
rejimler bazen gözlemlediğimiz üzere, hızlı şekilde dağılabilir. Bu durum, diktatörlüklerin risksiz şekilde ve zayiat vermeden ortadan kaldırılabileceği anlamına gelmemektedir. Kurtuluşa yönelik tüm olası hareket tarzlarının riskleri ve potansiyel acıları vardır, ve işlemesi zaman alacaktır. Ve tabii ki hiçbir hareket tarzı her durumda hızlı başarıyı getiremez. Bununla birlikte, diktatörlüklerin tespit edilebilir zaaflarını hedef alan mücadele türlerinin başarı şansı, diktatörlüklerin en güçlü olduğu noktaları hedef alan mücadelelere nazaran daha fazladır. Sorun, bu mücadelenin nasıl verileceğidir.