Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Heinrich Zimmer

Heinrich ZimmerKral ve Hortlak yazarı
Yazar
8.8/10
6 Kişi
24
Okunma
11
Beğeni
1.326
Görüntülenme

En Beğenilen Heinrich Zimmer Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Heinrich Zimmer sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Heinrich Zimmer kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yunanlılar tarafından Gök Baba ve Top￾rak Ana, Zeus ve Hera, Uranos ve Gaia biçiminde, Çinliler tarafından ise T'ien ve Ti, Yang ve Yin olarak bilinirler.
Sayfa 145Kitabı okudu
Reklam
"Kendini değiştir, ancak o zaman yenilenmiş bir dünyada yaşarsın."
Sayfa 257Kitabı okudu
Hindu felsefesi ve aydınlanmış Hindu ortodoksisi, mito­lojinin çok sayıda tanrı ve insanüstü varlıkla dolu olmasına karşın, temel olarak monistik, tektanrıcıdır. Çok sayıdaki ilahi görünüş as­lında yalnızca uzmanlaşmaları, özgül erdemleri, tutumları, bileşenleri ve farklı yüzleri temsil eder. llahi'nin kendi bakış açısından (yoganın aydınlanmasıyla erişilen bir konumdan) değerlendirildiğinde, varolu­şun görünüşte çelişkili yönleri (yaratılış, devam ediş, çözülme) kö­ken, anlam ve son bakımından tektir. Bunlar, üç katmanlı olarak ken­dini göstermesine karşın, nihayetinde kendi üzerinde yapıyormuş gi­bi gözüktüğü bütün değişikliklerin ötesinde olan ve bunlardan etki­lenmeyen tek bir ilahi tözün ya da yaşam enerjisinin değişen görün­ güsel ifadeleridir. Bu birliğin anlaşılması, Hindu bilgeliğinin amacı­dır. Maya enerjisinin akışkan oyunu karşısında kafası karışmayıp, en ıstırap verici tezahürlerini bile sevinçle karşılama kudreti, bu görü­şün zaferi ve tesellisidir. Hindu bilgeliği, Hindu dini, kaçınılmaz yok oluşu ve ölüm biçimlerini kozmik bir senfoninin karanlık notaları olarak kabul eder; bu muhteşem müzik, çelişkili bir biçimde, Mut­lak'ın yüce dinginliği ve sessizliğidir.
Hindu zihni, "gelip geçici, sürekli değişen, ele geçmez, sürekli dönen" gibi düşünceleri "gerçekdışılık"la ve bunun aksine "bozulmaz, değişmez, kalıcı ve ölümsüz" gibi düşünceleriyse "gerçek"le ilişkilen­dirir. Bir bireyin zihninde akıp duran deneyimler ve algılamalar her­ hangi bir genişletici, değersizleştirici görüye maruz kalmadığı süre­ce, sonu gelmez yaşam döngüsünde (samsara, yeniden doğum çembe­ri) belirip kaybolan dayanıksız yaratıklar o birey tarafından son dere­ce gerçek olarak kabul edilir. Ancak fani nitelikleri ayırt edildiği anda bunlar neredeyse gerçekdışı şeylermiş -bir yanılsama ya da serap, duyuların bir aldanışı, son derece kısıtlanmış, benmerkezci bir bilin­cin uydurması- gibi görünmeye başlar. Bu biçimde anlaşıldığı ve de­ neyimlendiği zaman dünya Maya-maya, yani "Maya'nın özünden"dir. Maya, "sanat"tır: yani insan eliyle yapılmış bir şeyin, bir görünüşün üretildiği sanattır.
Bizde de Bağdat Hikayesi Var Aynı
Bir gece, bu dindar ve inançlı Rabbi Eisik uyurken bir düş gördü; düşü onu çok uzaklara, Bohemya'nın başkenti Prag'a götürüp, ona Bohemya kralları­nın şatosuna giden büyük köprünün altında gömülü gizli bir hazineyi keşfet­ mesi gerektiğini gösterdi. Rabbi şaşkındı ve gidişini geciktirdi. Ama aynı düşü bir kez daha gördü. Üçüncü çağrıdan sonra
Reklam
Masallar bireysel deneyim ve tepkilerin ürünü değildir. Bu masallar, dindar topluluğun ortaklaşa çalışması ve düşünmesi sonucu üretilmekte, ko­runmakta ve denetlenmektedir. Birbirini izleyen kuşakların sürekli yenilenen onayıyla gelişirler. Anonim bir yaratıcı süreç ve ortaklaşa, sezgisel bir kabul aracılığıyla yeni bir anlam yüklenerek, yeniden bi­çimlendirilirler. Esasen bilinçaltı bir düzeyde etkili olur, sezgiye, duyguya ve hayal gücüne hitap ederler. Ayrıntıları, kendilerini belle­ğe işler, derinlere sızar ve psişenin daha derin katmanlarını biçimlen­dirirler. Üzerinde kafa yorulduğu zaman bu masalların önemli epi­zodlan, bireyin deneyimleri ve yaşamsal ihtiyaçlarıyla çeşitli değişik anlamları gözler önüne sermeye elverişlidir.
"Kestiği saçı bir sürü güzelim kokuyla öylesine tatlı, Bu lnsanlann onu göküzüne doğru hızla fırlattı: Ve orada tann Vasava, bin gözlü tann, önünde eğilerek onları yakaladı.
Sayfa 186Kitabı okudu
Bu nedenle Hindistan'ın mekan ve zaman anlayışı ilk başta biz Batılılara tuhaf ya da anlamsız gelecektir.
Ganga, Hindistan'ın bütün ırmaklarının prototipidir. Büyülü kur­tarma gücüne (daha düşük bir düzeyde olmakla birlikte) ülkedeki bü­tün su kütleleri de sahiptir. Bengal'deki çok güzel, siyah bir heykelde, hem göksel hem de yeryüzüne ait canlılık ve tatlılığını tecessümü ola­rak tasvir edilir. Sağlık ve bolluğun, ağırbaşlılık ve cesaretin kişileş­mesidir. Süslü bir saltanat tacı alnını çevreler; bir gerdanlık göğsünü süsler; kuşağı ve peştamalının zengin süslemeleri ve zincirleri bolluk ihsan eden erdemine işaret eder. Kendisine taşıt olarak hizmet eden bir deniz canavarının (makara) üzerinde durur. Yüzeyi hafif bir mel­temle hareketlenmişçesine, muazzam ırmağın yumuşak çalkantıları sağlam ve zarif bedeninin üzerinde oynaşır
Reklam
Evrenin Maya olarak görünümü, Hindistan'da bilinen tek dünya yorumu değildir. Aslına bakılırsa bu deneyim biçimi, Cayna mezhebinin öğretileriyle bugüne kadar ulaşan ve genel olarak tarih öncesi dönemlerde, Hindistan alt kıtasında Ari-öncesi topluluklar ara­sında gelişmiş olabilecek, daha eski, katı bir şekilde somutçu, düalis­tik inanç sistemine
Her eylemin yeni yeni engellerin birikimini ortaya çıkarttığı göz önüne alınırsa, insan eylemeye ve yapmaya devam ettiği için zincire vurulmuş durumdadır; bu nedenle zafere giden yol mutlak eylemsizliktir.
Vişnu değil de Şiva sahnenin merkezinde yer aldığı zaman, kişileşmiş Brahman rolü, ölüm ve yıkımın rengini taşır.
Sayfa 148Kitabı okudu
176 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.