O kıymetli kardeşime de ki, 'Anısı kalp ve vicdanımdan bir an çıkamayan bir öz kardeşim varsa Nuri'dir.' Bu acılı seferi onunla yapmak isterdim. Allah nasip ederse savaş alanında birleşiriz. Eğer kaderde varsa elbette kavuşuruz.
"Peki, Türkiye'de devrim yapmayı hiç düşünmedin mi?"
"Ali, sen çocuk musun? Ben tek başıma nasıl devrim yaparım! Devrimleri parti yapar, ordu yapar, cuntalar yapar, sendika birlikleri yapar. Benim haddime mi düşmüş hiç devrim yapmak?"
- Fransızlarla konuştunuz mu? Onlar ne diyor?
- Onlar Hıristiyan üye sayısını az buldular.
- Canım onlar ne karışırlar bizim işlerimize? İngilizler ne diyor?
- Onlar da niye hiç Avrupalı yok, diyorlar.
- Tövbe tövbe, şimdi söylettirecekler beni. Biz onların işlerine karışıyor muyuz?
- Güçlü olsak onları karıştırmazdık.
Cemal Paşa
"Nâzım," dedi, "şayet eski durumum olsa, ben seni astırır, darağacının altında ağlardım."
Nâzım'ın buna yanıtı acımasız oldu ve paşaya şöyle dedi:
"Aramızdaki fark şu ki paşa, ben seni astırır ama altında ağlamazdım."
“Nazım Münevver’i artık yaşlanmış buluyordu. Acılar içinde geçen 10 yıl Münevver’i elbette çok yıpratmıştı. Onu, bir hayli genç olan Vera’yla karşılaştırdığı zaman Münevver puan kaybediyordu.”