Hüsamettin Arslan sözleri ve alıntılarını, Hüsamettin Arslan kitap alıntılarını, Hüsamettin Arslan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tıpkı ünlü sözdeki gibi: üç türlü yalan vardır; kuyruklu yalan, kuyruksuz yalan ve tabi ki istatistik. Zavallı memleketim. bürokrat, etnisist, akademik elitler seni kellelere indirgemekle meşgul. Modern elitler Tanrılara değil, sayılara taparlar.
Günümüzde Türkiye'de bulunan bütün modern entelektüel akımların kaynağında pozitivizm vardır.
Türkiye’de önce modern sonra pozitivist, önce materyalist veya sosyalist sonra pozitivist, önce islamcı sonra pozitivist, önce milliyetçi sonra pozitivist olunmaz; tam tersine önce pozitivist sonra "modern", önce pozitivist sonra "materyalist", önce pozitivist sonra "milliyetçi", "batıcı" olunur. Çünkü pozitivizm gelenekten kopmanın biricik aracıdır.
Kitaplar kadınlara, kadınlar şehirlere benzerler. Önemli olan satır araları ve ara sokaklardır. Eğer bir kitabı okurken satır aralarından kulaklarınıza metafizik fısıltılar gelmiyorsa bilin ki yazar ahmak bir yazardır der Car.
Eğer pozitivistler haklı iseler, “bilimsel veya pozitivist dönem” insanlık tarihinin nihai aşaması olarak Batı toplumunun toplumlar arası hiyerarşinin zirvesinde yer alışını sembolize ettiği için, Batı dışında kalan toplumlar, evrim merdiveninin ebediyen en alt basamaklarında kalmaya mahkûmdurlar demektir.
Şimdi Avrupa Ortaçağında bir özdeyiş var, bir vecize. Aslında modernler bu özdeyişin bir kısmını almışlar. O da şu: Şeytan ayrıntıda gizlidir. Fakat bu vecizeyi taşırken modern kültüre, işlerine gelmemiş ve vecizenin diğer kısmını sansürlemişler, görmezden gelmişler. Aslında vecizenin aslı şu, Ortaçağda üretilmiş bir vecize bu: Tanrı ve şeytan ayrıntıda gizlidir ya da Tanrı da, şeytan da ayrıntıda gizlidir. Dolayısıyla buradan âlim ve entelektüel arasındaki farkın ne kadar büyük bir fark olduğunu anlayabiliriz. Entelektüeller hayatın ayrıntılarını bilmek isterler, değil mi? Âlimler de ayrıntılarla uğraşırlar. Mesela, âlimlerin kitaplarını okuduğunuz zaman pek çok ayrıntı görürsünüz, entelektüellerin kitaplarında da bunu hemen fark edersiniz. İşte bu, uğraşıp yöneldikleri sorunla ilgilidir. Âlimler ayrıntıda Tanrı'yı ararlar, çünkü Tanrı ayrıntıda gizlidir. Entelektüeller ayrıntıda şeytanı ararlar, çünkü şeytan ayrıntıda gizlidir.
Gerçekte eşitsizlikler, kurumlar arası eşitsizliklerdir. Güç, otorite ve yaratıcılık merkezin; edilgenlik, boyun eğme ve tekrarlama çevrenin özelliğidir. Merkezi otorite standartları koyar, temel bazı dogmaları teyit eder; statü, para, yayın fırsatları ve diğer ödüller yoluyla üyelerini ödüllendirir. Böylece merkez, cemaatin bir üyesinin "entelektüel niteliğinin" tecil edildiği yerdir. Entelektüel cemaatin norm ve standartlarına bağlılık merkeze bağlılıktır.
Bilmediğimiz şeyleri yok sayamayız; bilmediği şeyi kendisi bilmediği için yok sayan kişi önyargılarının kurbanıdır. Bilmediğimiz şeyler biz bilmiyoruz diye yok değildir; sadece onları bilmiyoruzdur ve sadece bilmiyoruzdur.