Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İbrahim Halil Er

İbrahim Halil ErHz Muhammed'in (s.a.v.) Mektupları yazarı
Yazar
Derleyen
8.4/10
30 Kişi
127
Okunma
9
Beğeni
1.640
Görüntülenme

En Eski İbrahim Halil Er Sözleri ve Alıntıları

En Eski İbrahim Halil Er sözleri ve alıntılarını, en eski İbrahim Halil Er kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hz. Muhammed (S.A.V.)'in, Çocuğunu Kaybeden Muaz (r.a)'a Mektubu
"... Şurası muhakkak ki, nefislerimiz, mallarımız, ehlimiz, Allah'ın boş mevhibeleri (ihsanları/bağışları) ve geri almak üzere emanet bıraktığı ariyetleri (ödünçleri)'dir. Onlardan belli bir müddet istifade edersin. Önceden belirlenen vakit gelince elinden alınırlar. Ayrıca şunu da bil: Allah verince şükretmemizi, alınca da sabretmemizi farz kıldı..."
Sayfa 32 - Mevsimler Kitap YayıncılıkKitabı okudu
Hz. Muhammed (S.A.V)'in, Münzir b. Sâvâ'ya Mecusîler Hakkındaki Mektubu
"İslâm'ı onlara arz ve teklif et! Kendilerini İslâmiyet'e davet et! Müslüman olmaktan kaçınırlarsa, kendilerinden cizye (vergi) alınır. Onların ne kestikleri yenir, ne de kendileriyle evlenilir."
Sayfa 141 - Mevsimler Kitap YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Hz. Muhammed (S.A.V.)'in, Mekke'deki Birinci Fetih Hutbesi
"Hamd, Allah'a mahsustur. Allah'tan başka ilah yoktur. Yalnız O vardır. O'nun hiçbir eşi, ortağı yoktur! O, vaadini yerine getirdi. Kuluna yardım etti. Toplanan düşmanları, tek başına, bozguna uğrattı! İyi biliniz ki; cahiliye çağına ait olup, övünme vesilesi edinilegelen herşey, kan, mal dâvaları... Bunların hepsi, şu ayaklarımın altında kalmış, kaldırılmıştır! Ancak, Beytullah perdedarlığı (hicâbe) hizmeti ile hacılara su dağıtma (sikâye) hizmeti, bunun dışındadır. Eski kan dâvaları kaldırılmış olmakla birlikte, bundan sonra bir cinayet vuku bulacak olursa bilesiniz ki kamçı ve sopa ile yapılan ve yarı kasıtlı sayılan hata cinayetine ağır diyet ödenmesi gerekir ki bu da, içlerinden kırkının karınlarında yavruları bulunmak şartıyla, yüz devedir. Ey Kureyş cemaati! Muhakkak ki Allah, cahiliye gururunu, cahiliye atalarıyla (soy soplarıyla) övünüp büyüklenmeyi sizden kaldırmıştır! Bütün insanlar Âdem'den, Âdem de topraktan yaratılmıştır. İnsanlar iki kısım, iki sınıftır. Bir kısmı mümin ve müttakîdir; Allah katında değerli ve şereflidir. Diğer kısmı ise azgındır, yaramazdır. Bunlar, Allah katında da değersiz ve şerefsizdir! Nitekim Yüce Allah: 'Ey insanlar! Gerçekten, Biz, sizi bir erkekle bir kadından yarattık. Birbirinizle tanışasınız diye, sizi büyük büyük topluluklara, küçük küçük kabilelere ayırdık. Şüphe yok ki, sizin Allah katında en değerliniz, en şerefliniz, Allah'tan en çok sakınanınızdır. Allah herşeyi hakkıyla bilen, her şeyden haberdar olandır!' buyuruyor. ..."
Sayfa 185 - Mevsimler Kitap YayıncılıkKitabı okudu
İstiklâl Savaşı
Bu millet, Avrupalıların sömürdüğü küçük, Afrikalı bir millet değilizdir. Kökü mazide olan ve büyük uygarlıklar kurmuş olan bir millettir. Türkler...
Çinliler ottan yaptıkları kâğıda yazıyorlardı, insanlar kâğıt yapımını onlardan öğrendiler. Hintliler beyaz ipek parçalarına, İranlılar ise manda, sığır, koyun ve vahşi hayvan derilerinden tabaklanmış (işlenmiş) derilere, beyaz ince taşlara, bakır, demir ve benzerlerine, düzgün ve yapraksız hurma dalina, koyun ve develerin kürek kemiklerine yazarlardı. Onlara komşu olmaları sebebiyle Arapların kullandığı yazı malzemesi de buydu.
Sayfa 19 - Mektup malzemesi
"Bismillahirrahmanirrahîm! Allah'ın kulu ve Resulü Muhammed'den Kıptilerin lideri Mukavkısa! Hidayet yoluna uyanlara selam olsun, Bundan sonra seni Allah'ın dini olan İslam'a davet ediyorum. Müslüman ol ki selamete eresin. Müslüman ol ki Allah senin ecrini ve mükafatını iki kat versin. Şayet bu davetimden yüz çevirirsen bütün Kıptîlerin günahı senin boynuna olsun! Yüce Allah buyurur ki: "De ki: Ey Ehl-i Kitap olan Hıristiyanlar ve Yahudiler! Sizinle bizim aramızda müşterek olan kelimeye gelin. Allah'tan başkasına ibadet etmeyelim. Ona hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Allah'ı bırakıp birbirimizi rab edinmeyelim. Şayet onlar bundan yüz çevirirlerse siz deyin ki 'Şahit olun! Biz Müslüman olup Allah'a teslim olanlardanız."
Sayfa 62
Reklam
Onlardan, kendisine karşı en kati, en sert ve kaba davrananlar, Kureyş müşrikleri oldu! Ona karşı en azgin düşmanlığı da Yahudiler yaptılar! İnsanlardan, ona en çok yakınlık gösterenler ise, Hristiyanlar oldu. Hayatım üzerine yemin ederim ki Musa peygamber nasıl İsa peygamberi haber vermiş ve onun geleceğini müjdelemiş ise Isa peygamber de Muhammed Aleyhisselam'ı öylece haber vermiş, onun geleceğini müjdelemiştir. Bizim seni Kurân'ı kabule davet etmemiz, senin Tevrat'a bağlı olanları İncil'e kabule davet etmen gibidir. Her peygamber bir kavme yetişmiş olup o kavim o peygamberin ümmetinden sayılmış, o peygambere itaat edenler de o ümmete katılmıştir. Sen ise, bu peygambere (Muhammed Aleyhisselam'a) yetişenlerdensin. Biz, seni İslam dinine davet etmekle İsa peygamberin dininden men ediyor değiliz. Bilakis onunla, onun gerçek tebligatıyla amel ve hareket etmeni sana teklif etmiş oluyoruz" dedi.
Sayfa 64
"Bismillahirrahmanirrahim, "Allah'ın elçisi Muhammed'den Muâz Bin Cebel'e, "Sana selam olsun. Kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a olan hamdimi ifade ederim "Emmâ ba'd: Allah evrimi büyük kılsın, sana sabır ilham etsin. Bize de sana da şükretmeyi nasip etsin. Şurası muhakkak ki nefislerimiz, mallarınız, ehlimiz, Allah'ın hoş mevhibeleri ve geri almak üzere emanet biraktığı áriyetleridir. Onlardan belli bir müddet istifade edersin. Önceden belirlenen vakit gelince elinden alınırlar. Ayrıca şunu da bil: Allah verince şükretmemizi, alica da sabretmemizi farz kıldı. Oğlun da Allah'ın tatlı bir mevhibesi, geri almak üzere emanet ettiği bir âriyeti idi. Seni neş'e ve sürûr içinde bir müddet onunla nimetlendirdi. Büyük bir ecir mukabilinde de senden geri aldı. Şöyle ki: Mükafatını umarak sabrettigin takdirde, Allah'ın mağfireti, rahmet ve hidayeti seninledir. "Öyleyse ey Muâz! Üzerinde iki sifatı cem etme. Dövünüp yakınmaların sabrını yok ederse kaybettiklerine pişman olursun Sana gelen musibetin sevabını almaya gayret edersen, Rab'bine itaat etmiş olur ve buna mukabil vadettiği mükafatın haklı talibi olursun. Bilirsin ki O'na musibet ulaşmaz. Şunu da bil ki dövünüp yakınmalar boşadır, öleni geri getirmez, üzüntüyü defetmez. Mükâfatının güzel olmasına çalış. Vadedilen ecrin talibi ol ki başıma gelen musibetten elde edeceğin ecrin tesellisi üzüntünü kaldırsın, hiç yokmuş gibi olsun. Kaderde olan değişmez. Vesselâm"
Sayfa 122
163 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.