Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İbrahim Musa

Gazzali ve İmgelem Poetikası yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
1
Okunma
1
Beğeni
476
Görüntülenme

İbrahim Musa Gönderileri

İbrahim Musa kitaplarını, İbrahim Musa sözleri ve alıntılarını, İbrahim Musa yazarlarını, İbrahim Musa yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hürriyet - KitapSanat 05.07.2019
Gazâlî: İslam’ın morali Eric Ormsby’nin,
İmam Gazali
İmam Gazali
’yle ilgili biyografi kitabının heyecan verici bir adı var: ‘Gazâlî: İslam’ın Dirilişi’.
İmam Gazali
İmam Gazali
’yle ilgili çok önemli bir kitap daha yayımlandı: İ
İbrahim Musa
İbrahim Musa
’nın
Gazzali’yi zıtlıklar arasında bir sentez ortaya çıkaran kimse olarak gösteren görüşten haz etmiyorum. Bence bu onun çalışmalarının yanlış bir okuması. Son derece popüler olan bir sav, Gazzali’nin hukuku tasavvufla sentezlediği veya uyumlaştırdığı ya da mantığı kelamla uyumlulaştırdığıdır. Fakat Gazzali’nin görünürde iki zıt disiplin veya düşünce seti arasında zıtlık olmadığını gösterdiğini ve dolayısıyla bunların bir inanç veya uygulama birliği içinde tutarlı olarak bir arada bulunabileceklerine inandığını söylemek daha faydalı olacaktır. Kutuplar arasındaki görünür zıtlık, disiplinler ve görüşler arasındaki farklılıklara uzanan eşik veya dehlizdeki çalışma ve mücadeleyle nötrlenir.
Reklam
Müslüman düşünce geleneği ne statik ne atıldır. Kendi devamlılık ve devamsızlık ritimleri vardır, sürekli olarak kendini ahlaki ve ruhani bütünlüğün zorunluluklarına göre ayarlar. Ahlaki tahayyülün hızla kendini zevale götüren tenkitçi bir püritan'ızme düştüğünü görmek ve nostaljik feryada meyletmek istemiyorsak ahlaki olanın yalnızca müzakere kisvesinde değil, aynı zamanda poetik tecellisinde de ciddiye alınması gerekir. Herhangi bir Gazzali okuyucusunun dikkatini çeken ve onu büyüleyen şey, onun poiesi's’i -yaratıcı yapma ve üretme- metinlerin okuma ve yorumlamalarına bilginin aşırı çeşitliliğini yaymak suretiyle ne kadar etkileyici şekilde geri kazandığıdır. Başkalarının sanat ve estetiği ahlaka dahil etmede tereddüt gösterdiği noktada Gazzali anlatı (hikâye) gücünü ahlaki olanın incelemesine tereddütsüz sokmuştur. Ona göre en saf sanat, kalptedir öznelliğin muhafazasında. Burada “Öznellik” ruhun veya özün kendisini güçlendiren bir dizi disiplin ve uygulama yardımıyla bütün ahlaki imkânlara teslimiyet kapasitesi anlamındadır.
Din ilimlerini ihya etme hedefinin peşinden giden Gazzali, bir zanaatkâr olarak çok disiplinli bir yaklaşım benimsemiştir: Bir dizi müzakere ve kaynaktan ilham almıştır. Düşmanlarından bazıları onun yaklaşımını çileden çıkaran bir eklektiklik ve gelişigüzellik olarak nitelemeyi tercih ediyor, onun iyi ve kötüyü karıştırmak ve bir amatör gibi ehil olmadığı alanlara açıldığını iddia ediyordu. Fakat işe bakın ki tarih, amatör ve eklektiğin mirasını, profesyonel düşmanlarınınkinden daha muhafaza edilmeye değer bulmuş ve Gazzali’nin zengin sesi ve anlatısı yüzyıllar boyunca etkisini sürdürmüştür.
Gazzali yalnızca benim onu betimlediğim gibi çoklu disiplin ve düşünce akımlarının eşiğinde duran bir zanaatkâr değildi; aynı zamanda düşüncesinde bir maceracı ve keşifçiydi. Hayatın karmaşık gerçekliklerine verilen bütün yanıtların tek bir kültür, düşünce geleneği veya tarihsel çağda olmadığının farkına varmıştır. Bu nedenle ana akımların dışında girişimlerde bulunmuş, miras aldığı geleneklerin pozitif unsurlarını nasıl yeniden devreye sokabileceğini görmek üzere bilgi arşivlerini alt üst etmiştir. Yalnızca standart gelenekten uzaklaşmamış, aynı zamanda onu takviye etmiş ve onunla yeniden aşina olmuş; geleneğin cila ve parlaklığını daha belirgin kılmak için ona yeni bir anlatısal cila eklemiştir. Kendisinin kabul ettiği üzere söylemsel geleneğe hayat vermeye veya onu ihya etmeye çalışmıştır. Şimdi, nereden bakılırsa bakılsın bu Gazzali adına çok büyük bir iddiadır - bilgi geleneklerine can üflemeyi cesurca kendi üzerine almıştır, zira kendi eleştirel teşhisine göre geleneğin, yani din ilimlerinin yorumlanmasmda bir sorun olduğunu isaret etmiştir.
Gazzali için hakiki bilgi, ahlaki olana götüren bilgidir. Bilginin ahiret yoluna, nihai kurtuluşa, özgürleşme dayanağına götürmesi gerekir. Özgürleşmiş özne dolayısıyla gerçek anlamda bütün maddi bağlılıklardan gerçek anlamda özgürleştirilmiş kişidir. Gerçekten özgür olan bir özne dünya üzerine bir sözde ilahilik gibi, soykırım ve bilgi cinayeti suçlarını işleyen -genellikle ruhani ve zihni esaret içinde olan insanlar tarafından işlenen suçlar-biri gibi davranmaz. Hakikaten de Gazzali’nin Müslüman geleneği içinde tutarlı olan yorumlamasında bilgiye yüklenen, eylemde bulunmaktır. Ve bir özgürlük göstergesi, dünyada ahlaki eylemdir. Bir Müslüman için çifte özgürlük ahlaki bir eylemde bulunur: Bu dünyada özgürlük ve ahirette kurtuluş.
Reklam
Dünyanın bazı yerlerinde hizipte veya söylemsel gelenekte [mezhep] uyuşma olduğunda ve siyasi mevki için yarışanlar itaat meydana getiremeyeceklerinden korktuklarında meseleler icat ederler. Ardından ayrılık yaratmak ve ön yargı teşvik etmenin gerekli olduğu izlenimi yaratırlar. Böylece bazı kimseler resmî bayrak siyah mı kırmızı mı olmalı bunu tartışır. Bir grup der ki: “Hakiki bayrak siyahtır.” Diğeri şöyle diyecektir: “Hayır, kırmızıdır!” Ve böylece liderler, bu kitleleri onlan yalancı bir çatışma içinde karmaşâ içine sokacak boyutta itaatkâr kılmada başarılı olurlar. Kitleler hatalı şekilde bunun hayati bir mesele olduğuna inanırken liderler bu meseleyi icat etmedeki gerçek amacın ne olduğunu çok iyi bilir.61
Mutluluk bedensel bir zevkten ziyade mükemmeliyete ulaşmak için gösterilen gayrettîr. Kişinin cennetteki huzuru kalbinde deneyimlemesi, dünyevi deneyimin bir parçasıdır. Yine de mutluluk aynı zamanda ahlaki uygulamaların istenen sonucudur. Kişi, dinin normatif veya indirilmiş buyruklarının (şeriat) arkasındaki ahlaki mecburiyetleri tamamen idrak etmek yoluyla mutluluğa ulaşabilir, eylemleri bilgiyle harmanlayarak mutluluk elde edebilir. “Bilgi veya eylem dışında mutluluğa giden yol yoktur.” der Gazzali.51
Hakikaten de kaide olarak yalan söylemenin mekruh bir eylem olduğunu neredeyse içgüdüsel olarak anlarız. Fakat, düşünün ki, der Gazzali, mütedeyyin ve ahlaken doğru bir insan -veya bir peygamber-despot bir kralın adamları veya öfkeli, kaba katiller peşinde olduğu için sizden yardım istiyor. Söz konusu kişiyi korumak için ona evinizde güvence ve sığınak sunuyorsunuz. Kaçağı arayan düşmanlar gelip kapınızı çaldığında yalan söyleyip onun evinizde olmadığınızı mı söylersiniz? Zarar verme ve öldürme amacıyla o kişinin peşinde olan kimselere yalan söylemek mekruh bir eylem mi olacaktır? Onları bir tezgâhla kandıracak olursanız dürüst olmayan bir kimse olarak mı görülürsünüz? Gazzali’nin bu son iki soruya yanıtı tartışmasız bir “Hayır”dı. Mekruhluk yalan söylemekle doğal olarak ilişkili değildir, zira yukarıda betimlenen durumda yalan söylemek, masum bir kimsenin hayatını kurtarır. Hayat kurtarmak da kesinlikle mekruh bir hareket değildir; aslında, bu türden hayati tehlike içinde olan bir insanı kurtarmak mecburidir.
Bilgi dünyevi bir kazanç ve liderlik için değil,kendisi için arandığında bilhassa zevklidir. Gazzâli
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.