İlhan Güngören (9 Şubat 1923, Antalya - 2000, İstanbul) yazar. Budizm, Zen, Taoculuk konularında yazdığı ve çevirdiği kitaplarla tanınır. Yol Yayınları'nın kurucusudur.Daha sonra Temyiz Mahkemesi daire başkanlığı ve milletvekilliği yapacak olan ceza hâkimi Arif Güngören'in oğlu olarak dünyaya gelmiştir.Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan sonra İstanbul'da avukat olarak çalışmaya başlar.
1960'lı yıllarda Yoga ile başlayan Hint felsefeleri ve Budizm'e duyduğu ilgi onun 1970'li yıllarda yazarlığa yönelmesine neden olur, ilk kitabı Zen Budizm Bir Yaşama Sanatı 1978'de yayımlanır. Zen Budizm: D. T. Suzuki'den Seçme Yazılar adlı çevirisi 1980 yılında Türk Dil Kurumu çeviri ödülünü kazanır. 1981'de Yol Yayınları'nı kurar. Taoist cinsel uygulamalar üzerine yayımladığı kitaplar İlhan Güngören'e belli bir popülerlik kazandırmış, TV ve radyo programları ile çeşitli dergilerde görüşlerine yer verilmiştir. Uzakdoğu savaş sanatlarıyla ilgilenmiş,
1980'li yıllardan itibaren Bilsak ve diğer kurumlar bünyesinde verdiği Taijiquan dersleriyle pek çok öğrenci yetiştirmiştir.Doğu düşüncelerine ve uygulamalarına ilgisi Yoga ile başlayan Güngören daha sonraları Budizm'e yöneldi. Doğu öğretilerinin ticarîleştirilmesine karşı çıktı, Budizm'i bireysel bir kurtuluş yolu olarak benimsedi ve bunun temel yöntemi olarak Zen meditasyonu olan zazeni önerdi. Taoist cinsel uygulamaların sağlıklı ve uyumlu bir cinsel yaşam için yararlı olduğunu savundu ve Batı ile Doğu düşüncelerindeki benzer yaklaşımları Yumuşak Sevişme (1996) adlı kitabında topladı. Hayatının son dönemlerinde Taijiquan eğitmenliğiyle birlikte Taoizm'le daha yakından ilgilenmeye başladı ve Alan Watts'tan etkilendi. Özellikle Taoizm'in mistik yönlerini dışlayan felsefî ve akılcı bir yaklaşımı sürdürdü.
Hep sokaklarda çevresiyle ilgilenen ,sağını solunu gören bir kimseye rastlayacak mıyım diye bakınır dururum . Çocuklar dışında böyle bir kimseye rastlamadım.
Her bir satırını keyifle okuyup,bolca altını çizip, not aldığım kitaplardan biriydi...
Meraklısına öneririm
Buda'nın doğumundan ölümüne kadar geçen zamanı yer yer detaylara girerek anlatıyor kitap.
"Kötü olan yaşam değil ona akılsızca, arsızca yapışmaya çabalamaktan, ondan verebileceğinden çoğunu istemekten gelen ıstıraptır."
(Kitabın bitiş zamanı tamamen tesadüf
yarın kurban bayramı..
Umarım hayvanların canı yanmıyordur)
Buda'nın ölmeden önce öğrencilerine verdiği öğüt;
" Kendiniz kendinize ışık olun. Dışınızda olan, dışınızdan gelebilecek hiçbir şeyden kim olursa olsun, kimseden destek dayanak aramayın. Kendinize yalnız gerçeği ışık yapın."
Dilerim hayat umduğumuzdan,hayal ettiğinizden bile güzel olur
Değişik kültürlerden örnekler vererek "hindular,japonlar,çinliler" meditasyonu anlatmaya çalışmış yazar.. Çok fazla tarihi detaylara,çeşitli inanç sistemlerine ve hatta mezheplere varıncaya kadar derinlemesine bir inceleme yapmış..Bu yüzden kitabı okurken kavram karmaşası yaşayabilir ve sıkılabilirsiniz..
Çok fazla uzatıp laf salatası yapmaya gerek yok,meditasyonun nasıl bir şey olduğunu ve meditasyon türlerini öğrenmek ve uygulamak istiyorsanız ilk altmış sayfayı okumak yeterli olacaktır sizler için..
Meditasyon basit, doğal, kolay uygulanabilir bir dinlenme, zihinsel ve bedensel yenilenme yöntemi. Bu kitap, meditasyonu karışık ve gizemli bir ritüel gibi göstermek isteyenlere kırmızı ışık yakan değerli bir eser. Kuçak dolusu para dökerek meditasyon öğrenmek yerine bu kitabı alın ve başka hiç birşeye kulak asmayın.