Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İsmail Uzun

İsmail UzunYavuz Sultan Selim yazarı
Yazar
8.2/10
5 Kişi
33
Okunma
0
Beğeni
1.078
Görüntülenme

İsmail Uzun Sözleri ve Alıntıları

İsmail Uzun sözleri ve alıntılarını, İsmail Uzun kitap alıntılarını, İsmail Uzun en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çocukluğundan beri okuma sevdalısıydı Yavuz Selim. Her sefere çıkışında yanına bir sandık dolusu kitap alır, fırsat bulduğunda sürekli okurdu. Seferde dahi her gece ortalama üç saatini kitap okumaya ayırırdı.
Vakit ne vaktidir? Hasan Can padişahına döndü, ince hüzünlü bir sesle: Vakit Allah'la olmak vaktidir sultanım, dedi. Yavuz Selim Han, hafif aralık kalmış gözlerin- den süzülen yaşlarla, Hasan Can'a veda eder gibi baktı ve: -Şimdiye kadar sen bizi kiminle bilirdin Hasan Can, diye mırıldandı.
Reklam
Huzurun kaçtığı yerde de ister istemez devlet otoritesi zayıflıyordu.
Çocukluğundan beri okuma sevdalısıydı Yavuz Selim. Her sefere çıkışında yanına bir sandık dolusu kitap alır, fırsat bulduğunda sürekli okurdu. Seferde dahi her gece ortalama üç saatini kitap okumaya ayırırdı.
Şeyhülislam Zenbilli Ali Efendi, devlet adına yapılan işlerin Kur'ân-ı Kerîm'e ve Peygamber Efendimizin sözlerine, davranışlarına uygun olmasına dikkat ederdi. Yavuz Selim'in davranışlarını İslâm'a uygun bulmazsa, hemen müdahale eder, gerekirse sertçe eleştirir, kimseden çekinmezdi. Hoşuna gitsin gitmesin Yavuz Sultan Selim de Zenbilli'nin söylediklerini sabırla dinler, sesini çıkarmazdı. Yavuz, Zenbilli'ye çok hürmet ederdi. Hem padişah hem de şeyhülislâm "Allah'ın hatırı yücedir, her şeyden önce gelir." prensibiyle hareket ederlerdi. Yapılan işlerde kendi isteklerinden ziyade Allah'ın hoşnutluğunu ararlardı. Belki bütün zaferlerin, başarıların sırrı da burada saklıydı.
Çok geçmeden herkesi şaşırtan bir gelişme oldu. Yavuz Selim bir sabah gizlice yanına aldığı birliklerle İran topraklarına girdi. Önce Erzincan ve Kemah'ı aldı. Ardından İran içlerine ilerleyerek Şah İsmail'in kardeşini esir aldı. Bu durum hem İran'da hem Osmanlıda büyük yankı uyandırdı.
Reklam
Yavuz Selim, yılandan çiyandan kaçınır gibi süsten ve gösterişten uzak dururdu.
Çok geçmeden herkesi şaşırtan bir gelişme oldu. Yavuz Selim bir sabah gizlice yanına aldığı birliklerle İran topraklarına girdi. Önce Erzincan ve Kemah'ı aldı. Ardından İran içlerine ilerleyerek Şah İsmail'in kardeşini esir aldı. Bu durum hem İran'da hem Osmanlıda büyük yankı uyandırdı.
Şeyhülislam Zenbilli Ali Efendi, devlet adına yapılan işlerin Kur'ân-ı Kerîm'e ve Peygamber Efendimizin sözlerine, davranışlarına uygun olmasına dikkat ederdi. Yavuz Selim'in davranışlarını İslâm'a uygun bulmazsa, hemen müdahale eder, gerekirse sertçe eleştirir, kimseden çekinmezdi. Hoşuna gitsin gitmesin Yavuz Sultan Selim de Zenbilli'nin söylediklerini sabırla dinler, sesini çıkarmazdı. Yavuz, Zenbilli'ye çok hürmet ederdi. Hem padişah hem de şeyhülislâm "Allah'ın hatırı yücedir, her şeyden önce gelir." prensibiyle hareket ederlerdi. Yapılan işlerde kendi isteklerinden ziyade Allah'ın hoşnutluğunu ararlardı. Belki bütün zaferlerin, başarıların sırrı da burada saklıydı.
Vakit ne vaktidir? Hasan Can padişahına döndü, ince hüzünlü bir sesle: Vakit Allah'la olmak vaktidir sultanım, dedi. Yavuz Selim Han, hafif aralık kalmış gözlerin- den süzülen yaşlarla, Hasan Can'a veda eder gibi baktı ve: -Şimdiye kadar sen bizi kiminle bilirdin Hasan Can, diye mırıldandı.
Reklam
Yavuz Sultan Selim emir vererek herkesin olduğu yerde kalmasını istedi. Ardından, bunca fetihlerin gayesini şöyle özetleyiverdi: "Biz bunca sıkıntıya adımıza şenlikler yapılsın diye katlanmadık. Bizim niyetimiz Yüce Allah'ın rızasını, O'nun sevgisini ve hoşnutluğunu kazanmaktır. Olur ki bu merasimler nefsimizi okşar, Allah korusun, gururumuza yenik düşeriz."
İran'da kurulan Safevi devletinin Anadolu'da kendi inançlarını zorla yaymaya çalıştıkları haberleri geliyordu. Bu durum Anadolu insanının iç huzurunu da bozuyordu. Çünkü Safevîlerin kurucusu Şah İsmail, aslında Anadolu üzerinden Akdeniz'e ulaşmayı hedefliyordu. Böylece o günlerde dünyanın en önemli ticaret yollarından biri olan Baharat Yolu'na hâkim olabilecekti. Bunun en kolay yolu da Anadolu köy ve kazalarında kendi inançlarını yaymaktı. Böylece, bölgedeki farklı inançlara sahip insanları, casuslar aracılığıyla Osmanlıya karşı kışkırtacaktı. Aslında Şah İsmail, bu plânında kısmen de olsa başarılı olmuştu. Gerçekten Anadolu'nun huzuru kaçmaya başlamıştı. Huzurun kaçtığı yerde de ister istemez devlet otoritesi zayıflıyordu.
Yavuz Sultan Selim, adalet ve doğruluktan ayrılıp fitne çıkaran, zulüm ve haksızlık yapan iki devleti kısa zamanda yola getirmişti. Hem Safeviler hem de Memlükleri mağlup etmiş, İslâm birliğini büyük ölçüde gerçekleştirmişti.
İran'da kurulan Safevi devletinin Anadolu'da kendi inançlarını zorla yaymaya çalıştıkları haberleri geliyordu. Bu durum Anadolu insanının iç huzurunu da bozuyordu. Çünkü Safevîlerin kurucusu Şah İsmail, aslında Anadolu üzerinden Akdeniz'e ulaşmayı hedefliyordu. Böylece o günlerde dünyanın en önemli ticaret yollarından biri olan Baharat Yolu'na hâkim olabilecekti. Bunun en kolay yolu da Anadolu köy ve kazalarında kendi inançlarını yaymaktı. Böylece, bölgedeki farklı inançlara sahip insanları, casuslar aracılığıyla Osmanlıya karşı kışkırtacaktı. Aslında Şah İsmail, bu plânında kısmen de olsa başarılı olmuştu. Gerçekten Anadolu'nun huzuru kaçmaya başlamıştı. Huzurun kaçtığı yerde de ister istemez devlet otoritesi zayıflıyordu.
Yavuz Sultan Selim, adalet ve doğruluktan ayrılıp fitne çıkaran, zulüm ve haksızlık yapan iki devleti kısa zamanda yola getirmişti. Hem Safeviler hem de Memlükleri mağlup etmiş, İslâm birliğini büyük ölçüde gerçekleştirmişti.
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.