Fazla vakit geçmeden serinin ikinci kitabıyla karşınızdayım. Ivy Morgan için şimdi işler bambaşka bir boyuta taşındı. İlk kitap kendisi ile ilgili asıl gerçeğin ortaya çıkmasıyla bitmişti. Şimdi ise öğrendiği gerçeğin hayatını, geleceğini nasıl etkileyeceği korkusu ile beraber sevdiği adam Ren’e gerçeği söyleyememenin verdiği huzursuzluk arasında bocalıyor. Ötedünya’nın kapılarının açılmasıyla Fae Prensi o kapıdan geçiyor ve korkulan beklenti gerçekleşiyor. Tink (kitaptaki en eğlenceli karaker perimiz) ile Ren’in Ivy’i kurtarmak için birlikte hareket etmesini (her ne kadar birbirlerine sataşmakdan duramasalar da) ise çok sevdim. Bu kitap ilkinden daha aksiyonu bol, heyecan dozu her sayfada azalmadan arttığından bir solukta okunup bitti. Ve merakla serinin üçüncüsü beklenmekte..