Bu blog; okuduğum kitapları, o kitaplar hakkındaki düşüncelerimi ve altını çizdiğim cümleleri not aldığım; gelecekteki ben için hazırlanan bir arşivdir.
Eğer daha önce Oğuz Atay okumuşsanız bilirsiniz ki çok kendine has bir kalemi, kendine has karakterleri vardır. Bir repliklerinden bile karakterlerin Oğuzcum Atay’ın zihninden çıktığını anlayabilirsiniz.
Coşkun Ermiş benim bana göre tam bir Oğuz Atay karakteriydi. Onu okumak, hayal etmek; yapılan ironilerle güldürmenin yanında çok düşündürdü ve kederlendirdi.
Yaşadığı hayatta tutunamamış ve yine oyunlarına sığınmış bir Türk aydınıydı Coşkun. Karısı, oğlu ve kayınvalidesinin küçücük dünyasına sıkışmış, her Türk aydını gibi geçim sıkıntısı yaşıyordu. Gelecek kaygısı ve anlaşılamamak onu çok yıpratmıştı. Coşkun da bütün ciddiyetini hayatın değiştirilemez sıkıntılarından ziyade kontrol edebildiği oyunlarına adadı. Ama oyunlarına da tutunamadı.
Oğuz Atay seven herkesin okuması gereken bir oyun olduğunu düşünüyorum. Son derece keyifli son derece kederliydi.
Oyunlarla Yaşayanlar, Oğuz Atay’ın tiyatro eseri. Kısacık toplamda 108 sayfa ama her bir sayfası dolu dolu. Tehlikeli Oyunlar eserine oldukça benziyor ama daha çok içinden bir bölüm gibi… Hani deseler; “Oyunlarla Yaşayanlar, Tehlikeli Oyunlar’ın yayınlanmayan bir bölümüdür, ilk kez iletişim yayınlarından okurun beğenisine sunulmuştur.” Vallahi