Judith Hermann kitaplarını, Judith Hermann sözleri ve alıntılarını, Judith Hermann yazarlarını, Judith Hermann yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bütün yıl boyunca yağmuru özledim ama hiç şu anda olduğu kadar özlememiştim -her şeyi yıkayan, süpürüp götüren, ortadan kaldıran şakır şakır bir yağmur, şiir gibi bir yağmur, merhamet gibi; o zaman Mimi ile abimin yüzü araba camının ardında bulanıklaşıp belirsizleşir, yağmur yüzlerini gizlerdi. Ama yağmur yağmıyor ve ben ikisini de görüyorum, yüzlerindeki solgunluğu, çaresizliği, abim sigara içiyor, dumanını açık camdan dışarı üflüyor, bana bakıyorlar, uykusuz ve bitkinler, onlara verecek yeni bir haberim olmadığını gayet iyi biliyorlar.
Otis gibi insanların, hayatlarına ancak bir felaket anlam kazandıracakmış, hayat ancak ciddi bir durum yaşayınca başlayacakmış gibi, hayatları boyunca bir felaket beklediklerini düşünüyorum.
"Diğer bütün çocuklar boynunda, ucunda anahtar olan bir ip taşırdı, biz hariç tüm çocuklar. Hayattan hiçbir şeyi ucunda anahtar olan bir ipi boynumda taşımak istediğim kadar istemedim."
"Diğer bütün çocuklar boynunda, ucunda anahtar olan bir ip taşırdı, biz hariç tüm çocuklar. Hayattan hiçbir şeyi ucunda anahtar olan bir ipi boynumda taşımak istediğim kadar istemedim."
" Senin köklerin nerede, dedi.
Ah, sanırım benim köküm yok, dedim.
Tanrım, dedim. Bana öyle bakma. Bu çok normal. Bazı insanların kökleri vardır, bazılarının yoktur."
Köpek havlaması duyuyorum, bir kadın kahkahası titreşimini duyuyorum, kısık bir ses, hüzünlü ve yorgun. Demir şıngırtısı, bir şey rüzgârda takırdıyor, belki bir yelkenli. Belki de rüya görüyorum, çocukluğumu, kendimi…
Ben bütün gülleri budadıktan sonra evin önündeki ağacın altına oturup sütlü Türk kahvesi içiyoruz. Yan yana oturup gülleri, güllerin akşam karanlığıyla birlikte artan esrarengiz pırıltılarını izliyoruz. Sivrisinekler başımızın üstünde dans ediyor, yaprak kımıldamıyor, güneş evin üstünde, sonunda çatının arkasına düşüyor.