Kojin Karatani sözleri ve alıntılarını, Kojin Karatani kitap alıntılarını, Kojin Karatani en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Antik Yunan'da yüzlerce polis bir aradaydı; bir yandan bitmek bilmeyen ihtilaflara girerken, diğer yandan tekrar tekrar ittifaklar oluşturuyorlardı. Benzersiz bir durumdu bu. Marx bunun nedenini, Antik Yunan'ın kabileye özgü toplumsal sistemleri muhafaza ederken
daha yüksek bir medeniyet düzeyine ulaşmış olmasında aradı: "Attika'daki yerleşimden Solon'un zamanına kadar böyle uzun bir süre eski klan (genos) düzenini koruyabilmiş olmalarının başlıca nedeni, kabilelerin (Anika kabilelerinin) değişken koşullan ve kesintisiz savaşlarıydı."
İyonya'nın doğa felsefesinde modem bilimi haber veren düşünce
biçimlerini göıiip bu felsefenin diğer yönlerini görmezden gelmek
günümüzde yaygın bir durum. Sanki İyonyalı düşünürler yalnızca
fiziksel dünyayla ilgilenmiş ve -bugünün birçok biliminsanına benzer biçimde- bu alan dışındaki şeylere kayıtsız kalmışlar gibi. Ama
bu manzara, Platon ve Aristoteles gibi daha sonra gelen Atinalı filozofların önayak olduğu bir önyargıdır. Örneğin Phaidon 'da Platon,
felsefenin odağını dış dünyanın soruşturulmasından toplum içinde
insan davranışının amaçlarına kaydırdığı için Sokrates'i över. Aristoteles de Sokrates öncesi filozofları doğa filozofları olarak tanımlamış ve Sokrates'in ortaya çıkmasıyla felsefenin ilk kez dikkatini
etik soruşturmasına yönelttiğini ileri sürmüştür. Bu ise felsefenin
gerçek anlamda Atina'da başladığını ve İyonya'da her ne olduysa
yalnızca bir haberci rolü oynadığını ima etmektir.
"Ruh aslen ölümsüzdür, yani özünde ilahidir; ama cehalet nedeniyle kendimizi kirletiriz ve günahı telafi etmek için ruh, bedenin mezarına gömülür.. Hayat aslında ruhun ölümünden ibarettir.."
Bundan önce İyonyalılar kendi toplumsal pratikleri üzerine dü- şünmüyordu. Genelde insanlar bir şeyin önemini ancak o şey kay- bolduğunda fark eder. İyonyalılar için bu 6. yüzyılın ortasında ola- caktı. İyonya'nın farklı bölgelerinde izonomi ilişkileri yavaş yavaş bozulurken demokratik reformlar başlatıldı. Birçok durumda bunlar tiranlıkla sonuçlandı. Örneğin Samos'ta Polykrates ve sırdaşı Pytha- goras tarafından başlatılan reformlar Polykrates'in MÖ 538'de tiran olmasıyla sonuçlandı. Polykrates'in planı siyasi reform gerçekleş- tirmekti. Fakat bu süreçte yavaş yavaş bir diktatöre dönüştü. Bunun- la birlikte bu sürecin arkasında reform gerektiren toplumsal gerçek- likler vardı ve tiranlık halkın desteğini aldı. Bu olayların sadece Sa- mos Adası'nda değil tüm İyonya bölgesinde yaşandığını varsayma- mız gerekiyor. Doğa filozoflarının ilk töz veya arkhe araştırmaları bu bağlamda başladı. Thales'in genç meslektaşı Anaksimandros şöyle yazar: "Mevcut nesneler hangi şeylerden tezahür ederse, yok olduklarında yine -olması gerektiği gibi- onlara dönerler; zira za- manın düzenine göre adaletsizlikleri için birbirlerinin zararını telafi edip tazminat verirler."
Zarar telafisi ve tazminat gibi tabirlerin doğaya uygulanmasında bir uyumsuzluk vardır. Fakat bunu bir toplumsal felsefe beyanı olarak alırsak, burada tiranlık ve sınıfa yönelik bir kınama ve izonominin tazmin edilmesine yönelik bir çağrı sezebiliriz.