Kafka’nın hikâyelerinin Marksist yorumlarının, yarı-dinsel niteliği ile yakından bağlantılı olarak, onun dünyasının tasarımının şifresini çözmekte sayısız felsefi ve dinî girişim vardır. Bunlar her türlü sofistike (entelektüel) teolojik tartışmadan saf spekülasyona uzanır. Her n Ela’dan Kafka’nın dinsel dünyası karmaşık ve ayrı bir söz söylemeye yetecek kadar tartışmalı bir konu olmasa da bu çizgide tartışan eleştirmenler de, onların sosyolojik ve psikolojik meslektaşları gibi, Kafka’yı basitçe bir sanatçı olarak düşünmekten acizdir. Hepsinin ortak noktası, Kafka’nın “gerçek anlamının”, onun kıssa ve sembollerinin ötesinde olduğuna olan inançtır ve bu nedenle, öyle ya da böyle kendini sakındığı biçimlerde daha iyi ifade edilebilir.
Suskunluğun siyah okyanusundaki cam fanuslu bir dalgıç gibi yaşıyordu insan, kendisini dış dünyaya bağlayan halatın kopmuş olduğunu ve o sessiz derinlikten hiçbir zaman yukarı çekilmeyeceğini ayrımsayan birdalgıç gibi hatta.
Stefan Zweig, Satranç
Hazdan vazgeçemiyorlar ve haz almayı engelleyici her ne varsa reddediyorlar. Haz yalnızca epilepsililer için söz konusu değil ve epileptik olmayan, sağlıklı insanlarda hazdan haz almaktadırlar ve bunun için aradaki bütün engelleri kaldırmaktan yanadırlar.