Bir kitap okudu
151 syf.
6/10 puan verdi
İş bizi üç büyük kötülükten uzak tutuyor: can sıkıntısı, ahlaksızlık ve yokluk.
Sayfa 150
Okur Takip Önerileri
Ben komşu şehrin mahvını arzu etmeyen tek bir şehir, herhangi başka bir aileyi yok etmek istemeyen tek bir aile dahi görmedim. Her yerde zayıflar secde ettikleri güçlülerden tiksiniyor, güçlüler ise onlara etinden, yününden faydalandıkları hayvan sürüleri gibi davranıyorlar.
Sayfa 96
Bu gülünç zaaf belki de en uğursuz eğilimlerimizden biridir; zira her an fırlatıp atmak istediğiniz bir yükü sürekli taşımaya devam etmeyi istemekten daha ahmakça ne olabilir ki? Kendi varlığından nefret etmek ve varlığına tutunmaktan? Bizi yalayıp yutan yılanı kalbimizi yiyip bitirene kadar okşamaktan?
Sayfa 59
Tanrı'nın kendimizi öldürmemizi bile yasakladığı göz önünde tutulursa, birbirimizi nasıl boğazlayacağımızın kararını ilahî bir merci olmadan, yalnızca insanlara bırakabilir miyiz?
Sayfa 37 - Can yayınları
Bu insanların berbat koşullarda yetişmelerine ve erken yaşlardan itibaren yöntemli bir şekilde yozlaşmalarına göz yumuyorsunuz. Büyüdüklerinde ve işleyecekleri daha çocukluklarından belli olan suçları işlemeye başladıklarında da onları cezalandırmaya girişiyorsunuz. Bir başka deyişle önce hırsız yetiştiriyor, sonra hırsızlık yaptıkları için onları cezalandırıyorsunuz.
Sayfa 36 - Can yayınları
Kralların çoğu barış dönemine özgü yararlı yöntemlerden ziyade savaş sanatına ilgi duyuyorlar, bense bu konuda ne bir şey biliyor ne de bilmek istiyorum. Onların asıl derdi mevcut krallıklarını düzgün yönetmek değil, nasıl olursa olsun, topraklarına toprak katmak.
Sayfa 28 - İş bankası
Gömülmemiş ölülerin üstünü örten gökyüzüdür ve cennete istediğin yoldan gidebilirsin.
Sayfa 23 - Can yayınları
Gitgide artan bir ruhsuzluk! "Tepeye tırmandığımı zannederken aslında bayır aşağı koşmak. Tam böyleydi durum. İnsanların gözünde giderek yükselirken, aynı anda hayat da benden o kadar eksiliyor, ayaklarımın altından çekilip gidiyordu. Madem öyle, ölmeye hazır ol!
