Marc Augé 1935 yılında Fransa'nın Poitiers kentinde dünyaya geldi. Etnoloji disiplininde uzmanlaşmış seçkin antropolog, Paris'teki École des Hautes Études ve Sciences Sociales (EHESS) profesörü.
Marc Auge'nin amacı küreselleşmeyi teori etmek ve bir bütün olarak antropoloji disiplinini canlandırmaktır. Bu amaçla, romandan sentetik sonuçları "etno-romanlar" olarak tanımlayan bir takım yazı teknikleri kullanıyor.
"açık açık söylemeni tercih ederim, düşüncelerini sansürlemeden dile getirmeni, hiç 'mış' gibi yapmadan, hiç başkası gibi olmadan, kendinden başka kimse olmadan, sadece kendin olmanı isterim."
🌿Merhabalar🌿 #188501228 E-KİTAPLAR
Telegram E-kitaplar t.me/Pdf100000kitapa...
Sayfama gelip bu iletiyi okuyorsan, bence kitap önererek yorumunu da ekleyebilirsin, şimdiden teşekkürler 🙏🙏 Her öneri birbirinden değerli benim için🥰
Değerli önerilerinizden oluşan kitap listesi;
Anımsamak ya da unutmak, tıpkı bir bahçıvanın yaptığı gibi ayıklamak ve budamak demektir. Anılar bitkilere benzer. Bazı bitkilerden hemen kurtulmak gerekir ki diğerleri boy atsın, gelişsin, çiçek açsın..
Sömestir tatiline girdiğimden beri (22 Ocak) 4 kitap okumuşum. Tatilim bitene kadar (17 şubat) 20 kitap meydan okuması yapmayı düşünüyorum. Kitapları pdf arşivimden değil de kütüphanemden seçmeye çalışıyorum, yeni kitap almadan önce birazcık vicdan rahatlatmak adına. Sayfa sayılarına odaklanmadan, kendimi okuma tembelliği döneminden sıyırmak için
kitap altı öyküden oluşuyor. en başta bunları bölüm başlıkları zannederek okurken, neden isimler sürekli değişiyor diye düşünmüştüm. sonrasında kitap yorumlarına baktığımda, her birinin ayrı öykü olduğunu öğrenince şaşırdım. bana nedense, kişilik bölünmesi yaşayan tek bir karakter var gibi geldi. işte tam da kitabın böyle hissettirmesini sevdim aslında.
yazar antropologmuş. sanırım bu sayede, insanın 'zihin' denilen kara kutusunda ustalıkla dolaşmayı başarıyor kitabında. konusu ve dili muğlak fakat etkileyici. farklı bir okuma deneyimi isteyenlere: düş ile gerçek, bilinç ile bilinçdışı, yaşam ile ölüm arasında bir yerlerde geçen, geçmesi muhtemel hikayeler...
aramak ve kaybetmek üzerine
"Kendine bakan kendim olarak, aynanın lekeli yüzeyinde bir yüz olarak görmüyorum kendimi, bir dağ sırtındaki bağımsız bir gözlemci gibi, uzak, anıtsal, eleştiri ötesi doğanın rasgele tasarımını seyrediyorum."
Ayrıntılara Aşık Adam, Alberto Manguel
İnceleme sayılmayacak bir inceleme olduğunu ilk elden
Marc Auge
Emekli olduktan sonra evini boşaltıp eşyalarını satarak arabasında yaşamaya başlayan bir adamın yerleşik düzenden, kök salmaktan ve bir yere bağlanmaktan uzak durmaya çalışmasının hikayesi. Arka planda Paris sokakları, ucuz oteller, kalabalığın uğultusu ve her şeye rağmen yerleşik duygular... İnsanı en çok yoran bir duygu..
Kendimi çaresiz bir biçimde ve tam anlamıyla yersiz yurtsuz hissediyorum.
Artık var olacağınız bir yeriniz yoksa, bir role bürünmek, yerinizi kaybettiyseniz yerinizde durmak, artık yaşayacağınız sabit bir yer yoksa başkalarında var olmak, yersiz yurtsuz ve isimsiz olmak çok zor.
(S:73)
Kendinize bir iyilik yapın
#OKUYUN & #OKUYUN