Prof. Dr. Marcus Graf, 1974, Almanya’da doğdu. Hildesheim Üniversitesi’nde Kültür Bilimi ve Estetik İletişimi Fakültesi’ndeki Plastik Sanatlar ve Sanat Bilimi Bölümü’nde okuduktan sonra çeşitli sanat kurumlarında proje yöneticisi, küratör, eğitmen, yazar ve sanatçı olarak çalıştı. 2010 yılında Almanya’daki Stuttgart Devlet Sanat Akademisi’ndeki Çağdaş Sanat Tarihi, Estetik ve Sanat Teorisi Enstitüsü’nde doktora ünvanı alan Graf, 2003 yılından beri Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde öğretim üyesi. 2017’de profesör oldu ve 2019’tan beri Sanat ve Kültür Yönetimi Bölümü Başkanı olarak çalışmaya devam ediyor.
2001’den beri İstanbul’da yaşayan Marcus Graf, Siemens Sanat, Akbanksanat, Milli Reasürans, Contemporary Istanbul, Baksı Müzesi, Erimtan Müzesi ve Elgiz Müzesi gibi çeşitli kurumlarda 100dan fazla sergide küratörlük yapmıştır. Graf, halen Plato Sanat’ın daimi küratörü olarak görevine devam etmektedir.
Çok sayıda kitap, kitapta bölüm, sergi kataloğu ve dergide sanat yazarlığını yapmış olan Graf, akademisyen, küratör ve sanat yazarı olarak İstanbul’da yaşamakta.
… hem birey hem de sosyal varlık olarak dünyayla olan ilişkimizi eleştirel bir şekilde sorgulamak günümüzde her zamankinden daha baskılayıcı bir hale bürünmüşken bir sonraki adım ne olacak? Düşecek miyiz, yoksa daha yükseklere mi çıkacağız?
Bu eserde sanatçı, Yunan mitolojisinden korkunç bir hikâyeye gönderme yaparak kendi zamanının zulmünü eleştiriyor. Anlatılan hikâyede TanrıKral Satürn yeni doğan çocukların krallığını ele geçirme olasılığından korktuğu için onları hırsla yer. Bahsi geçen resimde TanrıKral Satürn'ün çocuğunu kafasını ve sağ kolunu ısırmasının hemen ertesini görüyoruz. Sol kolunu hâlâ çiğnerken gözleri faltaşı gibi açık, adeta bu yamyamca davranışın dehşetini daha da belli etmek ister gibi...
Evett çok güzel bir sanat kitabını bitirdim. Sanata ilgisi olan herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Kitabın içeriği sanatçı ve bir eseri üzerinden anlatılmış. Özellikle modern sanata yön veren isimler. Yaklaşık 6 aydır sanata karşı büyük bir ilgim oluştu bu da ilgimi arttıran bir kitap oldu. Okumak isteyenlere şimdiden keyifli okumalar.:))))
Modern ve Çağdaş sanat günümüzde yeteri kadar anlaşılmamakla beraber avangart kesimde kendisine yer bulmayı başarabilmiştir. 19. Yüzyıldan sonra sanatta devrim gerçekleşmiş “bu sanat mıdır” denilen sanat eserleri ortaya konmuştur. Sanat neoklasik dönemden, Piero Manzoni’nin kendi dışkısını bir konserve kutusuna koyarak ürettiği “Sanatçının Boku” adlı eserine hangi süreçte geldi? Sanat eserini sanat yapan şeyin fiziksel konuların değil, eserin fikri olduğu Modern ve Çağdaş sanatta kendine yer bulmuştur. Bu bağlamda Monet, Van Gogh, Edvard Munch, Picasso, Dali ve niceleri sanatın ve sanatçının anlamını sorgulamış ve başarılıda olmuşlardır. Marcel Duchamp’ın nalburdan almış olduğu pisuvara sadece imza atmak suretiyle en önemli sanat yarışmalarından birine göndermesi sadece sanat değil aynı zamanda anarşizmdir. Olağanın dışında, süregelenden farklı bi’ şeyler yaptıkça Modern ve Çağdaş sanata yaklaşıyoruz. Cattelan’nın bir muzu gri bir bant ile duvara yapıştırması gibi. Sanat, sanatçının evrensel olabildiği kadar evrenseldir. Böylesine bir sanat yaklaşımının herkesin çözümlemesi de gerekmemektedir. Bir kişi bir esere sanat diyorsa o işte sanattır.
30 adet modern ve çağdaş sanat eserini yarı kronolojik bir sırayla bizlere “kitap” adı altında sanat eserine çevirip sunan, kitabın yazarı Marcus Graf’ta sonsuz teşekkürler. Son zamanlarda okuduğum en iyi kitaptı.