Konfüçyüs, dil ve ülke yönetimi arasında doğrudan bir ilişki kurmaktadır. Ona "Bir ülkeyi idare etmeye çağrılsaydınız ilk iş olarak ne yapardınız?” diye sorduklarında şöyle cevap vermiştir: "Önce dili düzeltirdim. Dil düzgün olmazsa, kelimeler düşünmeyi iyi anlatamazlar. Düşünceler iyi anlatılmazsa, yapılması gereken şeyler iyi yapılamaz. Gereken yapılamazsa, ahlâk ve kültür bozulur. Ahlâk ve kültür bozulursa, adalet yolunu şaşırır. Adalet yanlış yola saparsa, halk güçsüzlük ve sarhoşluk içine düşer. Ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez. Bu sebeple söylenilen söz doğru söylenmelidir. Hiçbir şey bunlardan dolayı dil kadar mühim değildir"
Yuğ törenlerine yuğcı ve sığırtcı adı verilen kişiler katılır.Bunlardan yuğcı, ölenin maceralarını hikaye edip anlatır; Sığırtçı da ağlayıcılık görevini yerine getirir.
Dini kaldırmakla toplumları ileri götüreceğini iddia edenlerin fikirlerinin "din" yerine geçirilmek istenmesi de insanın veya toplumun dinsiz, inançsız yaşayamayacağının göstergeleridir.
Dünyada insanoğlu varolduğundan beri din de vardır, belli bir dini inanca sahip olmayan bir toplum görülmemiştir. Farklı oluşumları ile beraber insanları ruhsal dinginliğe, iyi olmaya, toplumsal düzene davet açısından birçok din birbirine paralel içeriklere sahiptir. İnsanlığın ben niçin varım ve hayatımın amacı ne sorularına -kısmen katilmasamda- genel olarak insanlarin kabul ettigi cevap dindir. Böylelikle din inanan insanları anomiye düşmekten kurtarıp, huzura eriştirir, ruhsal dinginlik verir. Bu kitap ise genel hatlariyla dinler bazında bir rehber mahiyetinde, incelenen bütün dinler tarafsız bir şekilde, her birinin inanç esasları ve ibadet şekilleriyle ortaya konulmuş. Birçok içeriğin kelime anlamıyla verilmesi bile güzel, dolu bir kaynak olduğunu düşünüyorum dinlerin inançları, temel felsefeleri hakkında bilgi sahibi olmak için başvurulacak güzel bir literatür çalışması olmuş. Tavsiye olunur,kitapla kalın
Dinler TarihiAbdurrahman Küçük · Berikan Yayınevi · 2012167 okunma